Cumhuriyet Dönemi Şiirleri
Durup durup ayrılıktan söz etme Ne olur bu dargınlığı bitir Masamda yıllanmış şarap Bir kaç dilim beyaz peynir Seni bekliyorum gözlerim…
Duygumuzu mile gömdü ayılar Günden güne kokmaktadır Hasan’ım. Dünkü çalım satan kabadayılar Gölgesinden korkmaktadır Hasan’ım.Fiil şöyle dursun suç oldu niyet Kelleyi…
Çıkıp dağlar başına seyretseniz engini Aşkı-vecdi anlatan hüsnühat görürsünüz. Hiçbir kalem çizemez biçimini, rengini Her şeyde sanat üstü bir sanat görürsünüz.16.04.2001/Akit
Gül yaprağı düşer kimi kez dal uykularının yüzüne gün ışığı kuş cıvıltıları sarar bütün dünyayı ve bir sevinç dolar yüreğine apansız…
Durmuş bir adam saati sorar Saat kaç? Neden sorarsın be adam İşin ne saatle? Günü sorar biri Bugün ne günlerden? Neden…
Tekke ve Tasavvuf Edebiyatı
Adım adım ileri, Beş alemden içeri, On sekiz bin…
Tanzimat Dönemi
Kedimin her gece böbrekle dolardı sepeti Yok idi Ni’metinin râhatının hiç adedi Çeşmi şehlâ nigehi…
Yedi Meşaleciler
Tümünü GörDonovan’ın Otuz tonluk bir tank Sağ ayağını dişinin kovuğuna yerleştirince Hastanede ameliyattan sonra ölürken Karısını düşünmüş. Karısıyla nasıl yattığını bile…
Toplumcu Gerçekçi Şiirler
Yeniciler
Çocukluğunu düşünüyorum Emilia Deniz boyundaki ıssız yolu sabahleyin Hani saçların, atkın uçuşurdu rüzgarda Kokusunu duyuyorum…
(Leyla’nin doğumu için Mecnun’un sonradan söylediği)I.Çiğ düştü göklerden Ve bir bahar günü doğdun senGüvercinler geçti…
Karaçay’ın Türküsü: Danseden İki KardeşBen Karaçay ve eller pamuk gibi yumuşak Eller hafifçe tutmuş birbirini…
Sen olmazdın Tanrı’nın adaleti şaşmasa Seni t………………..
Hep ondan çoğalır kâğıtlarda Hep o Meryemsi duruşundan Döker el kadar Avrupalı yüzünü Paylaşır milyonla…
I.Benim yalnızlığımdan Damıtılmış çeşmeler Kurumuş unutulmuş Ceşmelerin akışıyım İnsanlık içindeAy görmez onları onlar ayı görür…
Fecr-i Ati Edebiyatı
Yıldızlı semâlardaki haşmet ne güzel şey Mehtâba dalıp yâr ile sohbet ne güzel şeyDünyamızın üstünde…