Bunları da Okuyun

    Türkiye’miz Şiiri – Ümit Yaşar Oğuzcan

    28 Aralık 2021

    Beyazlık Şiiri – Güven Turan

    29 Aralık 2021

    Aşkların YetimRengi Şiiri – Yılmaz Odabaşı

    28 Aralık 2021

    Güzeller Bahçesi Şiiri – Gevheri

    29 Aralık 2021

    Elimle Şiiri – Ali Rıza Ertan

    29 Aralık 2021

    Böyle Ol Böyle Söyle Şiiri – Cahit Zarifoğlu

    29 Aralık 2021

    Yağmur Şiiri – Ahmet Hamdi Tanpınar

    29 Aralık 2021

    Bütün Mesele Hazır Olmakta Şiiri – William Shakespeare

    29 Aralık 2021

    Hapishanelere Attım Postumu Şiiri – Neşet Ertaş

    29 Aralık 2021

    Karanlık Kokulu Otlar Şiiri – Cezmi Ersöz

    28 Aralık 2021
    Facebook Twitter Instagram
    Facebook Twitter Instagram
    Şiirhane
    • Anasayfa
    • Dönemler
      • Cumhuriyet Dönemi
      • Yedi Meşaleciler
      • Fecr-i Ati Topluluğu
      • Garipçiler (1. Yeni)
      • Halk Edebiyatı
      • İkinci Yeniciler
      • Milli Edebiyat
      • Öz (Saf) Şiir Dönemi
      • Tanzimat Edebiyatı (1. Dönem)
      • Tanzimat Edebiyatı (2. Dönem)
      • Tekke ve Tasavvuf Edebiyatı
      • Toplumcu Gerçekçi Şiir Dönemi
      • Servet-i Fünun Edebiyatı
    • Yabancı Şairler
    • Rastgele Şiir
    • İletişim
    Şiirhane
    Anasayfa»Aşık Sümmani»Âşık Sümmani Âşık Şenlik Atışması Şiiri – Aşık Sümmani

    Âşık Sümmani Âşık Şenlik Atışması Şiiri – Aşık Sümmani

    Aşık Sümmani- Aşık Sümmani
    Telegram VKontakte Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email WhatsApp
    Paylaşın
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    Aşık sümmani ve aşık şenlik dönemlerinde aşıklık geleneğinin doğudaki en önemli aşıklarıdır.aşık sümmani’nin hakk aşığı olduğu konusunda ne kadar tereddütlerimiz yoksa aynı şekilde aşık şenlikte hakk aşığıdır geçmişte bu iki aşık arasında geçen karşılaşmalar dosthane tavırlar aşıklık dünyasında çok önemli bir yere sahiptir.

    Aşık şenlik çıldırın suhara köyünde 1850 yılında doğmuştur.aşık sümmani ile rüyalarında dost oldukları söylenir.kısacası aşık sümmaniyle kader arkadaşıdır.çok sert yapısıyla dikkat çeken aşık şenlik’e karşılık sümmani ise nasihat ehli olarak bilinir.

    Aşık sümmani’nin çıraklarından biri,aşık sefili çıldırdayken kendini sümmani olarak tanıtır ve bir konağa Ardahanın Ur Köyünde Hamşioğlullar’ının beyi Celal Beye kendisini Aşık Sümmani diye tanıtır.amacı; Aşık Sümmani’nin adını kullanarak Aşık Şenlik’i mat etmektir.kendisi farkında değildir ama Aşık Şenlik kendisinden kat kat büyük bir aşıktır.Celal Bey de Sümmani senın adını çok duydum ama görmek bu güne nasipmiş,Şenlik’e haber edelim de gelsin insanlar sizin karşı karşıya gelmenizi bekliyor der.Şenlik’e haber edilir Şenlik bu haberi alınca inanmaz Sümmani olduğuna babası ne oldu oğlum neden inanmıyorsun der “baba ben Sümmani’yi rüyamda gördüm bu gelen Sümmani olamaz ama Celal Bey’in sözü yere düşmez gideceğim” der ve yola çıkar bu arada Sümmani ile Şenlik’in atışacağını duyan halk Celal Bey’in konağını hınca hınç doldurmaktadır.Şenlik konağa gelir celal beye selam verir ama Sefili’ye selam vermez ve söyleşiye başlarlar fakat atışma beklenmedik bir şekilde kısa sürer Sefili Sümmani’nin adını yere düşürür sazını da şenliğe bırakır Samikale’ye doğru yola çıkar. O zaman ki atışmalarda mat olan aşık sazını bırakır gidermiş Sefili’nin sazı bırakması da ondan dır.

    Aşık Sümmani tarlada ekin biçerken bir de bakar ki Sefili başı önde geliyor,Sümmani; “hayırdır sefili derdin ne senin” der.Sefili; “Sümmani Baba durum böyle böyle sazım Celal Bey’in konağında git adını kurtar” der. duyduklarına inanmakta zorlanan Sümmani, atını düzen eder Ardahan’a doğru yola çıkar Şenkaya’nın bir köyünde mola verir o köyde de yakın bir arkadaşı vardır bu arkadaşı çok bilge birisidir Sümmani ‘nin şenliğe mat olduğu söylentisini duymuştur. Sümmani bir şeyle duydum doğru mudur ben inanmadım ama? der. Sümmani de olanları anlatır Sümmani Baba sonraki gün yoluna devam eder ve konağa ulaşır. Selam verir ama kendisinin Sümmani olduğunu söylemez bir de duvara bakar ki Sefili’nin sazı duvarda asılı, Celal Bey ısrar eder ama kimliğini söylemez Aşık Sümmani. sofra kurulur Sümmani Baba sofraya davet edilir Sümmani tam somuna elini attığında Celal Bey birden Sümmani ‘nin elinden tutar ve “sen kimsin, nerden gelirsin, nereye gidersin? önce kendini tanıt” der.Sümmani Baba sofradan geri çekilir sazını eline alır ve şu dizeleri söyler:

    Ben bu aşkın cenunuyam, pirişan derler bize
    Aşk ile sermest olmuşum, zernişan derler bize,
    Ervah-ı ezelde Hakk’a ikrar edenlerdeniz
    Saye-i Resulüllah’dan ehl-i iman derler bize

    Ta ezelden Lebbeyk kelamı söyledi lisanımız
    Cemala müşerref etsin halk eden Hallakımız
    Es-Seyyidü’l-Ahmedi Bedevi sultanımız
    Bezm-i tarikat içinde dervişan derler bize

    Elest-ü bezminde Hakk’a ikrar eyledi ervahımız,
    Hamdolsun hamd-u senalar, Hakk’a doğru rahımız,
    Halife-i ruy-i zemin mülki padişahımız,
    Tabiatı, vilayeti Ali Osman derler bize

    Adem Safiyullah’dır bizim aslımız, ecdadımız,
    Hazreti pir i mügandır ta ezel üstadımız,
    Sebavetten sorarsan Hüseyin dir adımız,
    Aşıkanlar zümresinde kul Sümman derler bize

    Bu şiiri dinleyen Celal Bey; “Nasıl olur iki gün önce Sümmani geldi ve Şenlik’e mat oldu gitti” Sümmani durumu anlatınca Celal Bey “Şenlik’i davet edeyim gelsin” der bu isteği Sümmani geri çevirir ve kendisini hayvan tüccarı olarak Şenlik’in köyüne gider.Şenlik’in babası Kadir Ağa sümmani ağırlar ve bir yandan da Şenlik’e haber edilir köye bir hayvan tüccarı geldi babanda misafir diye.Şenlik Sümmani’nin geldiğini anlamıştır ve hemen babasının evine gelmiştir kapıdan içeri girince rüyasında gördüğü Sümmani’yi tanır ve boynuna sarılır bir kaç kelam muhabbetten sonra söze başlarlar;

    ŞENLİK

    Merhaba aşık Sümmani cevher saçan merhaba,
    Kelâmı kadim içinde harfi seçen merhaba,
    Hasret kaldık bu dünyada mah-i tap ziyasına,
    Dünyanın müzeyyen keyfin koyup geçen merhaba

    Namert odu ehli dilde hasiyet görse dana
    Mağrib-i maşrık-a katsam tenzil edersin ona
    Çıkıpsan arşu alaya ismi ayandır sana
    Melekler safında durup arşta uçan merhaba

    Kerametin zuhur etti ehli diller başısın
    Şenlik’in gözünün nuru huluskar gardaşısın
    Cenneti bihişt bağında müminler yoldaşısın
    Hazreti kırklar yediden bade içen merhaba

    SÜMMANİ;

    İbret lisanı ile mücevher saçan,
    Ehli dil şenlik’im sen misin gardaş
    Mağripten maşriğa ayan ve beyan
    Alemde ürüşan gün müsün gardaş

    Mücevher yığınağı cevher dükkanı
    Sinen müzeyyendir gevherder kanı
    Bir gören bir daha arzeder seni
    Can içinde şirin can mısın gardaş

    Sümmani meftundur cevher satana
    İşte bende geldim sizin vatana
    Lütfun hana benzer hükmün sultana
    Bu çıldır elinde han mısın gardaş

    ŞENLİK;

    Derdim ondur dokuzunu demenem ağyara ben
    Sekize arzumanım var yediye avara ben
    Beş benim kisp-i karımdır dörde kıldım temenna
    İkiye muhabbetim var yalvarırım bire ben

    SÜMMANİ;

    Elest-ü bezminde geldim hakkı hak ikrara ben,
    Hamd olsun hamdu senalar düşmedim inkara ben,
    Adamı kamil eyleyen arifi irfan imiş
    Ya niçin can feda etmem öyle bir hünkara ben

    ŞENLİK;

    Otuz iki derdim vardır kırk sekiz dava ile
    Üç yüz altmış altı burcu on iki sahra ile
    Çardır mezhep, çardır kitap, çar gönül sevda ile
    Tasdik-i ikrar eyledim varmadım kenara ben

    SÜMMANİ;

    Otuz iki farzın beyan kırk sekiz Cuma ile
    Üç yüz altmış altı gündür mahi bir sene ile
    Okuyup ezber eyledim ilm ile imla ile
    Ta ezelden bend olmuşum öyle bir tüccara ben

    ŞENLİK;

    Elli dört babın içinde demim var devranım var
    Yetmiş bin hicab içinde bir şahi hübanım var
    Altı bin altı yüz altmış altı derdimin dermanı var
    Şenlik’em şeş hesabı ile yar oldum o yare ben

    SÜMMANİ;

    Elli dört farzı beyan ettin sen gayet be gayet,
    Yetmiş bin hicab içinde habibi nuri ahmet
    Altı bin altı yüz altmış altı ayet beyyinat
    Sümmani’yem gulam oldum öyle bir haznedara ben

    şenlik devamla sorar;

    ŞENLİK;

    Osmanlı elinden azmirah ettin,
    Ey ki ihvan sen bu yana gelipsin
    Firkati ah ile menzile yettin
    Sebep neki bizim kana gelipsin

    SÜMMANİ;

    Azmirah ettirdi ol abı dane
    Nasip kısmet için nana gelmişem
    On dört yıldır oldum şem-i pervane
    Ateş alıp yana yana gelmişem

    ŞENLİK;

    Ben bilirim aşk elinin halini
    Aradan kaldırak kıl-ü kalini
    Gördün bizim yerin kalma kalini
    Candan geçip kızıl kana gelipsen

    atışmaları dinleyen köy halkı içerisinde hasım olanlar,kalabalıktan istifade ederek,kapıda biri birisini tabancayla vurur.şenlik sümmani’yi uyarmak ister.

    SÜMMANİ;

    Ezel hizmetim var elif’e ba’ya
    Hak kulun emeğin verir mi zaya
    Bir can borçluyum gani mevlaya
    Vermek için can kurbana gelmişem

    ŞENLİK;

    Kem kelam çıkarmam dahi dilinden
    Yad ettin gönlümü gayri felimden
    Çok aşıklar geldi geçti elimden
    Sen galiba alişana gelipsin

    SÜMMANİ;

    Dost eline varmak araf dediler
    Dostla görüşmek müşerref dediler
    Seni aşk ehline sarraf dediler
    Gevher için kıymet kana gelmişem

    ŞENLİK;

    Sefil şenlik evvel duyuptur adın
    Kaçıncı babdan kalbi küşadın
    Benen ülfet etmek midir muradın
    Söyle yoksa imtihana gelipsin

    SÜMMANİ;

    Sümmani paç ummaz şöhreti şandan
    Lütfü kerem gözler sırrı yezdandan
    Lakin davet etsen çıkmam meydandan
    Vahdet içre bir pühnane gelmişem

    bu arada dinleyenler müdehale ederek, biraz da sümmani’nin önce söylemesini isterler sonra sen nazire yaparsın derler.bunu üzerine şenlik der ki küftayi aşığın ismini duymuşsunuz kendini tanımazsınız onadan bana bir kaç soru geldi cevabını istediği için bende yazıp gönderemedim fırsatım olmadı.şimdi küftahinin sözlerini ben söyleyeyim sümmani de mana etsin bir taşla iki kuş vurmuş oluruz ondan sonra da elbette bir şeyler düşünürüz.sümmani baba söylenenlerden şüphe etti, küftahının bahane olduğunu beyanla bizzat kendi sözünü söylemek istedi.bende kısmen noksan cevap vereyim bakalım şenlik bunu fark edecek mi veya farkında olmadan geçecek mi? farkında olursa kendi malı olmassa elin malıdır siye sümmani düşünerek cevap vermeye hazırlandı

    ŞENLİK;

    Çar enasırdandır ademin bendi
    İnsanda bulunan haller nedendir
    Bu çar enasırınn aslı ne ola
    Cesetler balçıktan kanlar nedendir

    SÜMMANİ;

    Çar demek dört şeydir kılam aşikar
    Ayan olsun böyle haller biz için
    Ateş ile abdır haktır rüzigar
    Eser türlü tevür yeller biz için

    (damardaki kanlar ın neden olduğunu söylemedi sümmani de şenliği denıyordu)

    ŞENLİK;

    Aşıklar cehr ile bu bahre daldı
    Meyli muhabbetin canana saldı
    Açtın rivayetin birisi kaldı
    Cesetler balçıktan kanlar nedendir

    SÜMMANİ;

    Aşık olan çıkmaz doğru erkandan
    Lütfu kerem gözler sırrı yezdandan
    Bir rivayet ruhtan yediği nandan
    Dağıldı damara kanlar biz için

    ŞENLİK;

    Seninle yeniden kuralım bir cenk
    Asla bir aşıkta koymamışım renk
    Ne sebep bıçaksız bismildir semek
    Bunda olan hikmet yollar nedendir

    SÜMMANİ;

    Garip yerde garip gönlüm olmaz şad
    Elimden ne gelir mevladan imdat
    Nemrudun okundan balığı azat
    Hak helal buyurdu mallar biz için

    ŞENLİK;

    Sefil şenlik sana verdi azabı
    Kühtahının budur bana hitabı
    Ahiri kim ola ölüm kasabı
    Bize baki kalan eller nedendir

    SÜMMANİ;

    Sümman’ım değilem gönlü münevver,
    Şadlık taksiminden yok bende eser
    Ölümü boğazlar yahya peygamber
    Hak lütfundan cennet eller biz için

    bu ara sümmani şenlik için şöyle der:”şenlik eli bahane ederek,kendi sınırından bana ham toprak söktürdün şimdi de kara kotanı bozmadan bizim sınıra atalım, birazda bizim sınırdan ham toptak sökelim. “merakla izleyen,dinleyen cemaatte buna karar vererek söze sümmaniyi başlatırlar;

    SÜMMANİ;

    Eylen aşık şenlik bir cevabım var
    Dinle ben fakirin muhabbetinden
    Bu cümle ruhların mayası neden
    Bir gözesin söyle bidayetinden

    ŞENLİK;

    Saye-i pirimden olmazam mahzun
    Söyle anlayalım kemaletinden
    Bu cümle ruhlara maya kef-i nun
    Var etti Resul’un yüz hürmetinden

    SÜMMANİ;

    Anladım ermişsin sende bu hale
    Düşelim seninle bir kalma kale
    Cebellerden hangisidir evvela
    Tarif eyle bana bir cihetinden

    ŞENLİK;

    Sen bir derya isen bizde bir deniz
    Zannetmeki o ahvali bilmeyiz
    Evvel olan ol cebeli kubbeys
    Dilersen vasfeden alametinden

    SÜMMANİ;

    Semavatta bir merdiven durağı
    O merdiven hangi çamın budağı
    Söyle bana onun kaçtır ayağı
    Ustası kim haber ver ziynetinden

    ŞENLİK;

    Semavatta o merdiven durağı
    Altın gümüş değil o çam budağı
    On sekiz bin tekmil vardır ayağı
    Yaradan halk etmiş kuduretinden

    (sümmani şenliği denemek için çam budağı dedi altın olduğunu biliyordu)

    SÜMMANİ;

    Berek allah şenlik metahın tamdır
    Muradın eliftin maksudun mimdir
    Merdiven başının memuru kimdir
    Söyle anlayalım alametinden

    ŞENLİK;

    Pirini bilmeyen bu yolda tordur(tor =toy)
    Aşıklık dediğin polattan zordur
    Adem peygamberin. Ruhu memurdur
    Sorulmaz mevlanın sır hikmetinden

    aşık şenliğin annesi döneminin kadınlarına göre çok bilge bir kadındır ve bu atışmayı baştan beri bir köşede dinlemektedir duyduklarından sonra bu iki aşığın yanına gelir oğul siz yenişemessiniz günlercede atışsanız yenişemessiniz boşuna kendinizi helak etmeyın ben sümmani’yi manevi oğlum ilan ediyorum sizde sarılın birbirinize ve muhanneti burda bitirin der.sümmani de ana sen bizi evlat kabul ettınğin gibi bizde seni çoktan ana kabul ettik izin verirsen son kıtaları söyleyıp bitiririz. bundan sonra sümmani son sözlerini söyler…

    SÜMMANİ;

    Sümmani der size verdim zahmeti
    Demek sakin edek bu muhabbeti
    Neye memur nedir orda hizmeti
    Bari anlayalım tamametinden

    ŞENLİK;

    Sefil şenlik bu müşgülün halleder
    Ruhlar ondan gelir hep ona gider
    Cümle ruhu sur’e o taksim eder
    Ne sorarsın bana sır hikmetinden

    ve karşılaşma burada sona erer aşık sümmani aşık şenlik yenişemezler ebedi dost olarak hayatlarına devam ederler….

    Âşık Sümmani Âşık Şenlik Atışması Şiiri - Aşık Sümmani Âşık Sümmani Âşık Şenlik Atışması Şiiri - Aşık Sümmani şiiri Aşık Sümmani şiirleri
    Paylaşın Telegram VKontakte Facebook Twitter Tumblr WhatsApp

    Yazarın Diğer Şiirleri

    Demiş Şiiri – Aşık Sümmani

    Çağırır-Son Koşmalarından Şiiri – Aşık Sümmani

    El Oğlu Şiiri – Aşık Sümmani

    Gözlerin Şiiri – Aşık Sümmani

    Uyumaz Şiiri – Aşık Sümmani

    Yarelendi Şiiri – Aşık Sümmani

    Bunları da Okuyun

    Yuvarlağın Köşeleri-Hayvanlarla Aramızdaki-Etika-Birinci Bölüm-174 Şiiri – Özdemir Asaf

    29 Aralık 2021

    Saç Şiiri – Arif Nihat Asya

    29 Aralık 2021

    Manzara Şiiri – Abdurrahim Karakoç

    28 Aralık 2021

    Kadınlar Çıkmazı Şiiri – Ahmet Oktay

    21 Mart 2022
    Bizi Takip Edin
    • Facebook
    • Twitter
    • Instagram
    Çok Okunanlar
    Ahmet Telli

    Öfkenin Adını Koy Şiiri – Ahmet Telli

    Ahmet Telli

    Devrilen bir çınar nasıl uzanırsa boylu boyunca öylece düştü kollarına kan-revan içinde dostun donup kaldı…

    Bu Dünyayı Kuran Mimar Şiiri – Aşık Veysel Şatıroğlu

    29 Aralık 2021

    Hatırlamak Üzerine Şiiri – Abdurrahim Karakoç

    28 Aralık 2021

    İki Şey Şiiri – Cemal Süreya

    29 Aralık 2021
    Hakkımızda
    Hakkımızda

    Şiirsiz kalmayın!

    İletişim: [email protected]

    Şiirler

    Münacaat Şiiri – Nigar Hanım

    29 Aralık 2021

    Sevda Turizm-seyahat Şiiri – Ahmet Selçuk İlkan

    28 Aralık 2021

    Su 1 Şiiri – Necip Fazıl Kısakürek

    28 Aralık 2021
    Etiketler
    Aziz Mahmud Hüdayi şiirleri Abdurrahim Karakoç şiirleri Pir Sultan Abdal şiirleri Necip Fazıl Kısakürek şiirleri Ahmet Selçuk İlkan şiirleri Agah şiirleri Karacaoğlan şiirleri Ruhsati şiirleri
    Facebook Twitter Instagram
    • Anasayfa
    • İletişim
    © 2025 Şiirhane.
    Tüm hakları edebiyatın birbirinden kıymetli şairlerine aittir.

    Aradığınız şair veya şiirden birkaç kelime yazın.