Bunları da Okuyun

    Alaca Karanlık Şiiri – Baki Süha Ediboğlu

    29 Aralık 2021

    Sensiz Kalan Bu Şehri Yakmayı Çok İstedim Şiiri – Nurullah Genç

    29 Aralık 2021

    Sone 40 Şiiri – William Shakespeare

    29 Aralık 2021

    Ölü Vakitleri Yaşamak İhtiyar Evlerde Şiiri – Erdem Bayazıt

    29 Aralık 2021

    Kafam Kıyak Şiiri – Charles Bukowski

    29 Aralık 2021

    Ulukışla’da Saat Beş Şiiri – Ahmet Oktay

    29 Aralık 2021

    Dayandı (Hani Lokman) Şiiri – Ruhsati

    29 Aralık 2021

    Ol Ki Anun Ehl-i Nazar Adını Cânân Yazalar Şiiri – Ahmedi

    29 Aralık 2021

    Aşk Beni Şerimsar Eyleyip (Ben) Şiiri – Aşık Ömer

    29 Aralık 2021

    Hasan’a Mektup – 3 Şiiri – Abdurrahim Karakoç

    28 Aralık 2021
    Facebook Twitter Instagram
    Facebook Twitter Instagram
    Şiirhane
    • Anasayfa
    • Dönemler
      • Cumhuriyet Dönemi
      • Yedi Meşaleciler
      • Fecr-i Ati Topluluğu
      • Garipçiler (1. Yeni)
      • Halk Edebiyatı
      • İkinci Yeniciler
      • Milli Edebiyat
      • Öz (Saf) Şiir Dönemi
      • Tanzimat Edebiyatı (1. Dönem)
      • Tanzimat Edebiyatı (2. Dönem)
      • Tekke ve Tasavvuf Edebiyatı
      • Toplumcu Gerçekçi Şiir Dönemi
      • Servet-i Fünun Edebiyatı
    • Yabancı Şairler
    • Rastgele Şiir
    • İletişim
    Şiirhane
    Anasayfa»Yabancı Şairler»Vladimir Vladimiroviç Mayakovski»Sergey Yesenin’e Şiiri – Vladimir Vladimiroviç Mayakovski

    Sergey Yesenin’e Şiiri – Vladimir Vladimiroviç Mayakovski

    Vladimir Vladimiroviç Mayakovski- Vladimir Vladimiroviç Mayakovski
    Telegram VKontakte Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email WhatsApp
    Paylaşın
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    Sen gittin,
    diyorlar
    yukarılarda bir dünyaya.
    Sonsuzlaşma-
    Uçuyorsun,
    parıldayan yıldızlara çarparak.
    Ne borç var artık bize,
    içki ne de

    Ayılma.
    Hayır, Yesenin,
    oh
    çekmek değil benim istediğim.
    Görüyorum ben
    kesik bileklerinle sendeleyişini
    Ve alayla değil
    acıyla
    düğümleniyor yüreğim.
    Görüyorum
    bir kemik çuvalı gibi
    yere atışını gövdeni.
    -Dur! diyorum.
    Bırak!
    Delirdin mi sen?
    Sürer mi ölümü
    hiç insan
    tebeşir tozu gibi
    yanaklarına?

    Sen ki çok daha
    iyi verirdin ölüme
    ağzının payını herkesten.
    Yeryüzünde başka
    kimsede olmayan
    o efece konuşmanla.
    Niçin?
    Nedeni ne?
    Donup kalıyorum şaşkınlıktan.
    Homurdanıyor eleştirmenler:
    -Bizce, bunun asıl nedeni
    Şu…
    ya da bu…
    ama daha çok,
    kopmak toplumdan,
    Çok fazla bira
    ya da şarapla kafayı çekmesi.
    Başka deyişle
    satsaydın
    bohemleri
    işçi sınıfına, diyorlar.
    Sınıf bilincin olsaydı,
    bak, bu gelmezdi başına.
    Oysa işçiler de
    kvastan sert içkilerle
    kafayı çekiyorlar.
    O sınıf da içerek
    güzelce sıçıyor kendi ağzına.
    Başka deyişle
    Parti’den biri
    denetleseydi seni
    Sağlansaydı böylece
    asıl önemi
    içeriğe vermen.
    Yazardın o zaman
    her gün
    o dizelerin
    yüzlercesini
    Uzun uzun
    ve sıkıcı
    Doronin de gördüğümüz türden
    Ama bence
    böylesi bir deliliğin içine düşseydin
    Sen çok daha önce
    son verirdin
    yaşamına.
    Votkadan gitmek daha iyidir
    inan bana
    Böylesi sıkıntıdan boğulmaktansa.
    Hiçbir zaman söyleyemeyecekler
    nedenini bize
    seni yitirişimizin.
    Şuracıkta duran
    çakı mı, yoksa ip mi?
    Ama bulunsaydı
    mürekkebi, elbette
    Angelleterre otelinin
    damarlarını kesmen
    ve ölüp gitmen
    gerekmezdi.
    Sana öykünenler çıldırdılar sevinçten:
    bir daha, bir daha!
    Neredeyse bir yığın insan
    zıvanadan çıkıp
    öldürdü kendini.
    Neden çoğaltmalı
    intiharları
    böyle sayıca?
    Daha kolay değil mi
    mürekkeple doldurmak
    oteldeki şişeleri!
    Sonsuza dek
    kilitlendi artık dilin
    arkasında dişlerinin.
    Benim bu bilmecemsi sözlerim
    yersiz
    bir bilgiçlik sayılmamalı
    Halkımız,
    yaratıcısı ve yaşatıcısı o güzel dilimizin,
    Yitirdi ölümünle
    yansılı sesler üreten
    en güçlü çırağını.
    Ve o herifler tayışıp duruyorlar
    ölü şiir döküntülerini
    Geçmiş,
    gömülmüş ölülerden
    hemen hiçbir yeniliği olmayan.
    Üstüste yığıyorlar
    tatsız uyaklarını
    mezara toprak atar gibi: daha beterlerini.
    Onurlandırmak için oğlunu
    Esin Peri’sinin bile
    işine yaramayacak olan.
    Sana yaraşacak
    bir anıt henüz dökülmedi
    Hani nerde o anıt,
    döğülmüş tunçtan
    ya da yontulmuş mermerden?
    Oysa çoktan doldurdular
    yığın yığın
    parmaklarının dibini
    Çöplerle,
    adama sözcüklerinden, anılardan, o bok püsür şeylerden.
    Adın
    hıçkırıklarla birlikte doldurdu mendilleri.
    Sözcüklerini
    geveleyip duruyor Sobinov ağzında
    Kıvrılıp oturmuş da
    altına suyu çekilmiş bir kayın ağacının-
    ‘Hiçbir şey söyleme,
    ah dostum,
    içini de çek-me ne olursun.’
    Ah,
    sen onu ne kimbilir nasıl da alaya alırdın,
    Şu Leonid Lohengrinski’yi,
    baş belası, tanrının!
    Ortalığı kimbilir
    nasıl da ayağa kaldırırdın:
    ‘izin veremem
    şiirsel gargaralarına
    anıran eşşeklerin! ‘-
    Sağır ederdin kulaklarını
    üç ayaklı ıslıklarınla, sonra,
    Yazdıklarının hepsini
    kıçlarına sokmalarını söylerdin.
    Harcardın bozuk para gibi
    o yeteneksiz heriflerin hepsini,
    Doldururdun
    smokin ceketlerinin
    kara yelkenlerini,
    Öyle ki savrulurdu
    sağa sola
    Kogan gibileri,
    Süngüleyerek
    sivri bıyıklarıyla
    gelip geçenleri.
    Oysa bu arada
    sayısı hiç de azalmadı
    bu serserilerin.
    Çok zorlu bir iş
    onları sayıca geride bırakmak.
    Yaşam
    yepyeni bir biçimde
    yeniden kurulacak.
    İşte o zaman
    yepyeni şarkılar söylenmeye başlayacak.
    Böyle bir çağda
    ağırlaşıyor sorunları
    kalemin,
    iyi ama, gösterin bana
    sizi ey zavallı
    hortlaklar sürüsü, hadi
    Nerede görülmüştür
    ve ne zaman
    yüce bir kişinin,
    Dikenli yolları bırakıp da
    gül bahçelerini seçtiği?
    Sözcükler
    yönlendirir
    insanoğlunun güçlerini.
    Yürüyün!
    Arkamızda
    zaman patlasın
    bir mayın gibi.
    Bizim geçmişe sunacağımız
    yanlızca
    bukleleri
    Rüzgarda
    geriye savrulan saçlarımızın.
    Eğlenceye ayrılacak yeri yok
    gezegenimizin.
    Yarınlardan
    koparıp
    almalıdır mutluluğu
    insan.
    Şu yaşamda
    en kolay iştir ölmek
    Asıl güç olan
    yepyeni bir yaşama
    başlamak.

    1926

    Sergey Yesenin'e Şiiri - Vladimir Vladimiroviç Mayakovski Sergey Yesenin'e Şiiri - Vladimir Vladimiroviç Mayakovski şiiri Vladimir Vladimiroviç Mayakovski şiirleri
    Paylaşın Telegram VKontakte Facebook Twitter Tumblr WhatsApp

    Yazarın Diğer Şiirleri

    Dinleyin! Şiiri – Vladimir Vladimiroviç Mayakovski

    Bilirim Sözlerin Kudretini Şiiri – Vladimir Vladimiroviç Mayakovski

    Sonuç Şiiri – Vladimir Vladimiroviç Mayakovski

    Mayakovski’nin Tutkusu Şiiri – Vladimir Vladimiroviç Mayakovski

    Lili Şiiri – Vladimir Vladimiroviç Mayakovski

    Son Mektup Şiiri – Vladimir Vladimiroviç Mayakovski

    Bunları da Okuyun

    Yalnızlığa Sone Şiiri – Ümit Yaşar Oğuzcan

    28 Aralık 2021

    Piyano Soloları I Şiiri – Akif Kurtuluş

    29 Aralık 2021

    Yaz Kırgını Şiiri – Ahmet Günbaş

    29 Aralık 2021

    Raks Şiiri – Ahmet Hamdi Tanpınar

    29 Aralık 2021
    Bizi Takip Edin
    • Facebook
    • Twitter
    • Instagram
    Çok Okunanlar
    Cemal Süreya

    Biliyorum Sana Giden Yollar Kapalı Şiiri – Cemal Süreya

    Cemal Süreya

    Biliyorum sana giden yollar kapalı Üstelik sen de hiç bir zaman sevmedin beni Ne kadar…

    Adanmış Olan Şiiri – Ali Rıza Ertan

    29 Aralık 2021

    Karşılama (bekir Balaban’a) Şiiri – Abdurrahim Karakoç

    28 Aralık 2021

    Geç Kalmayın Şiiri – Abdurrahim Karakoç

    28 Aralık 2021
    Hakkımızda
    Hakkımızda

    Şiirsiz kalmayın!

    İletişim: [email protected]

    Şiirler

    Dinle Ey Ahmak Yığın Şiiri – Caner Kara

    20 Mart 2022

    Kedi Şiiri – Asaf Halet Çelebi

    29 Aralık 2021

    Kız Satıcıdan Aldım Be Şiiri – Ignac Kunos

    29 Aralık 2021
    Etiketler
    Ruhsati şiirleri Pir Sultan Abdal şiirleri Karacaoğlan şiirleri Necip Fazıl Kısakürek şiirleri Agah şiirleri Aziz Mahmud Hüdayi şiirleri Ahmet Selçuk İlkan şiirleri Abdurrahim Karakoç şiirleri
    Facebook Twitter Instagram
    • Anasayfa
    • İletişim
    © 2025 Şiirhane.
    Tüm hakları edebiyatın birbirinden kıymetli şairlerine aittir.

    Aradığınız şair veya şiirden birkaç kelime yazın.