Gündelik hayatımızda hala kaset kullanan birileri var mıdır bilmem, ama Allah’ın “yürü ya CD” dediği şu müşahhas teknolojik çağının içinden geçerken, bizim ülkemiz kadar “kaset” sözcüğünü kullanan başka bir ülke kalmadı sanırım. Hem de zihnimizde çoktan hoş bir nostaljiye dönüşen anlamını, böylesi kötü bir çağrışıma devrederek… Sevdiğimiz bir ses sanatçısının yahut çok beğendiğimiz bir oyuncunun son kasetinin çıktığı haberi, şehre önü alınamayan bir süratle bulaşırdı eskiden. Şimdi miting meydanlarında siyasilerin seks kasetlerini satan ağızlar, “son kaset” diyerek dürtmek istedikleri heyecanımızı esasen bu nostaljik çağrışımdan çalıyorlar.
Bir insanlık terbiyesi olarak, en ahlaksızının bile başka gözlerden sakındığı bir eylemi; kapı arkalarından çekip çıkartarak, insanlarla dolu meydanlara seriyorlar. Ne için mi? Oy için, oy!
İşimiz kulun merhametine kalırsa, işte olacakları seyredeceğimiz devasa bir mahşer fragmanı duruyor karşımızda! İnsanın ‘kula kulluk’tan cayması için, ne kadar da geçerli bir sebeptir bu, öyle değil mi! ? Çok şükür, Allah var!
Sizinkini bilmem ama, Allah, benim ayıplarımdan müteşekkil bir kaseti yeryüzünde gösterime sunacak olursa, benim gezegeni derhal terk etmem gerekir! Öyle ki, ne kimsenin yüzüne bakabilirim, ne de ömrümün geri kalan kısmında benim yüzüme bakacak bir yüz bulabilirim kendime. Şu anda, size bu cümleleri yazdığım saniyeleri, ayıplarımın da gizlenerek geçtiği saniyeler olarak düşündüğümde, Allah’a içimden kopan derin bir çığlıkla şükrediyorum.
İnsan, ki hikayesi hatayla başat, hatayla müsemma! Hiç hata yapmayan, bu yazıyla boşuna vakit kaybetmesin! Nefistir, bazen aczi unutturur. Olmadık yollar tutturur insana. Yeni pişmanlıklar peyda olur, yeni günahlar çizilir tövbe çetelesine. Bu bir yerde bilgiye ulaşmanın bir yoludur da… Bazen yanlış yaptığını, yanlışı yapmadan bilemez insan. Hatta bazen, yanlış yaptığını, o yanlışı defalarca kez yapmadan bilemez!
Başkalarının ayıplarını saklayalım, böylece Allah da bizim ayıplarımızı saklar. Hiç Kuran okumamış tertemiz bir vicdanda bile kayıtlı durur bu bilgi. Başkalarının ayıplarını saklamak, Allah’ın merhametinden istifade etmenin bir yolu olarak sunulmuş bize. O merhameti oy için değişmekse, şeytanın ticareti!
Kasetleri hiç izlemedim ama o kasettekileri Allah affetsin! Son nefesine kadar ümit kesilmez insandan. Yaptıkları bu yanlış, doğruyu seçmelerine vesile olur inşallah!
O kasetleri kaydedenleri Allah daha çok affetsin! Böyle bir günahı ifşa etmek için kaydetmek, benim bildiğim hiçbir hakikati berkitmez! Böyle bir günahı kaydetmek, o günahı da kapsayan bir başka günaha benziyor, tabi Allah bilir!
O kasetleri, siyasi amaçları uğruna diğer bütün insanlarla paylaşanlara gelince… Allah en çok onları affetsin! Yine ve elbette Allah bilir ama meseleyle ilgili diğer bütün günahları da kapsıyor gibi görünüyor bu bana. Günah, sanki elden ele aktarıldıkça büyüyor. Af da günahla doğru orantılı bir büyüme göstermiyorsa, yedik orda ayvayı!
Benim kasetlere gelince… Allah beni affetsin! Henüz toplu bir gösterimi yapılmadı çok şükür! Ey ayıplarımı örten sonsuz merhamet, benim kasetlerim -yalvarırım! – hep Sen’de dursun! Hep Sen’de dursun!
Dünyaya Yeni Söz Gazetesi, 23.05.2011