Kız çocuğu sahibi olmak sünnettir. İnsan, kızının yüzünü dünya gözüyle görene kadar, bu sünnetti gerçekleştirip gerçekleştiremeyeceğinden emin olamıyor. Neden sonra, kızınızı kucağınıza verdiklerinde, “nasip” olduğunu anlıyorsunuz. Ardından bastırıyor bir düşünce; demek ki bütün sünnetler nasiple alakalı! Zaten mürşit diyor ki; “efendinizin izni olmasa, O’nun ismini bile ağzınıza alamazsınız! Hz. Fatıma Annemiz, derler ki, Resulullah’ın dünyada en sevdiğiymiş. “O hem annemdi, hem kızımdı” diye buyurarak, “babasının annesi” lakabı da bu hadisten ileri geliyor.
“Ehl-i Beyt” ağacını resmedenler; Hz. Fatıma Annemizi kök, Hz. Ali efendimizi gövde, güzeller güzeli Hz. Hasan ve Hz. Hüseyn’i de meyve olarak çizerler. Tasavvufta Hz. Fatıma Annemiz, “Hakikat-i Muhammediye”dir, yani Hz. Muhammed’in hakikati, Hz. Fatıma Annemiz üzerinedir. Resulullah’ın soyu da, Hz. Fatıma Annemiz üzerinden yürümüştür zaten. Sedef, görünen kabuktur. Tıpkı bizim çamurdan yaratılan suretimiz gibi bir kabuk… Sedef rengini sevmeyeni tanımadım. Denizlerin dibini ve o dibin de dibini çağrıştırır. Sanki saklı olanın hevesini karıştırır. Hani birini görür ve onun kalbinin güzelliğiyle vurularak, “inci gibi bir kalbi var! ” dersiniz ya. Aslında o inciyi görmezsiniz, görmezsiniz sadece sezersiniz ya. İşte o inciyi de, o kalbi de size düşündürten Sedef’tir. Kabuğunuz bir Sedef gibi görünürse, herkes kalbinizde bir inci var sanır! Kabuğunuz Sedef gibi görünürse, zaten bu kalbinizdeki incinin yansımasıdır!
Allah salih kullarından eylesin, bir kızım ol’du.
Evet, Allah ol dedi oldu, öl dedi mi ölecek. Amaaan, her şey Allah’ın bir ol’una bakıyor işte. Biz niyet ettik, biraz dua ettik/gayret ettik, hem kendimiz için, hem de olmayan için niyaz ettik, nasip oldu bir şekilde. Allah nazarlardan korusun, bu yazıyı okuyanın da bir dua ve bir Maşallah borcu olsun! İsmi Fatma Sedef… Derler ki, yeni doğan bebekler isimleriyle gelirler. Sakın onlara isimlerini siz koyuyorsunuz sanmayın, onlar Allah’ın katındaki isimleriyle adaş nefeslenirler. Manası ayyuka çıksın için hakiki isimlerinin (ayan-ı sabite) , evet sırf bunun için yaşarlar bu sürgün diyarını. Peygamberin ziyaretine nail olmuş bu dünya, ne mümkün tümden kötü bir yer ola! Ne mutlu, O’nun manasının içine dolana!
Fatma Sedef, Resul’ünün yoluna kurban olsun inşallah! Cennette efendisine “baba” diyecek Hz. Fatıma Annemiz gibi olsun inşallah! Hz. Ali gibi bir kocası, dostu, kardeşi, aşkı olsun inşallah! Hz. Ebubekir kadar sadık, Hz. Ömer kadar adaletli, Hz. Osman gibi edepli olsun inşallah! Bize bir çocuk verdi Allah, versin vermediğine de inşallah! Bizi bu çocuğun sevdasına zebun etmesin Allah, aşkına vesile kılsın inşallah! Bizi imtihan eden ve edecek olan Allah, yükü kaldıracak kuvveti de bahşeder inşallah! Biz bir söz söyledik Pir’imiz aşkına, bir söz verdik Resul’ün aşkına, ne mutlu bizi aşkına giriftar eden Allah’ın aşkına…
Dünyaya Yeni Söz Gazetesi, 26.06.2011