kapı çaldı, aldırmadım.
tek başıma bağdaş kurmuştum.
tek başına bağdaş kuran erkeklere aşık olan kadınları düşündüm. çoğu doğulular’dı.
taze akıtılan kan renginde bir grup bolşevikle konuştum, onları çok içimde bir yerlerde besledim, ne büyüdüler, ne küçüldüler. onlara isimler verdim, çeşitli ayetlerle örtüşüyorlardı.
çoğu çoktan soğuğa alışan kuzeyliler’di.
bir rüyanın içinde üryan dolaşıyordum, annem görse ben üşümeyeyim diye o rüyayı yakardı!
çalışmam lazım, bana bu telkini vereni tanımam lazım…
çünkü bir gün işe gitmek ve bu dünyaya bir daha dönmemek istiyorum.
işe geç kalmaktan kendimi nasıl alıkoyacağımı
-30 sene geçti-
öğrenemedim hala.
evet, eşek kadar oldum, öğrenemedim.
-insan büyüyünce eşek oluyor çocuklar, siz sakın ola büyümeyin! –
işine vaktinde varan insanlara hiç bilmediğim bir tarafımla gıpta ediyorum.
hiç bilmediğim o tarafımı hiç bilmek istemiyorum, anlaşalım tamam mı?
şu hesap kapansın istiyorum, dilerseniz sizi kalkıp ayakta alkışlayabilirim,
Ve içten bir alkış olur bu!
fabrikam var.
turnusol kâğıdı imal ediyorum, üzerine iyi çay dökülünce “Allah” yazıyor!
insanlar işsiz kalabilir ama kötü çay içmesinler, bütün derdim bu!
Allahım bu arada bu borcu bir insan kılığında kapatmam pek mümkün görünmüyor.
zaten yanlış kadını sevdim ki doğru kadın yok.
her insan sevdiğini faiziyle geri istiyor.
Allahım insanlar birbirini birer tefeci gibi…bile sevemiyorlar.
kapı hiç durmadan çaldı ve ben hiç durmadan aldırmadım.
bi tek sen gelsen açardım ama ben senin bana gelebileceğine hiç inanmadım.
inanmadım, inanamadım, ki doğru erkek yok
bir insan bir insanı sevmek için kendine o insandan gayrı bahaneler bulmalı!
bu ne demek biliyor musun sevgilim, hiçbir şey demek değil!
bu ne demek biliyor musun,
dedim ya,
hiçbir şey demek değil!
kapı çaldı, aldırmadım.
tahrir’deki çocukları seyrediyordum.
sevgilim o çocuklar ikimizden de güzeller!
sonra toparlandım, bozdum bağdaşı
kapıya koştum hemen,
düşündüm
ya gelen Hz. Ali’yse?
hülasa: çok büyük bir hakikatin içerisinde bağdaş kurup oturmuş olsanız bile; kapı çalınca bakın, telefonunuzu çok meşgul etmeyin, çaya dalıp gitmeyin; Hz Ali her an ziyaretimize gelebilir. Evet, evet, gelebilir!