Bunları da Okuyun

    Ayşen Şiiri – Cemal Safi

    19 Ağustos 2025

    Akşam Şiiri Şiiri – Behçet Necatigil

    29 Aralık 2021

    Asansör Şiiri – Sedat Umran

    29 Aralık 2021

    Balacan Şiiri – Sadettin Kaplan

    29 Aralık 2021

    26 Ağustos Şiiri – Yahya Kemal Beyatlı

    28 Aralık 2021

    Ezgili Yürek Şiiri – Ruhi Su

    29 Aralık 2021

    Bir Yolculuk Üstüne Şiiri – Nazım Hikmet Ran

    20 Mart 2022

    Sone 61 Şiiri – William Shakespeare

    29 Aralık 2021

    Sonrası… Şiiri – Gültekin Samanoğlu

    29 Aralık 2021

    Çınardan Dökülen Kırk İki Yaprak Şiiri – Cihan Oğuz

    29 Aralık 2021
    Facebook Twitter Instagram
    Facebook Twitter Instagram
    Şiirhane
    • Anasayfa
    • Dönemler
      • Cumhuriyet Dönemi
      • Yedi Meşaleciler
      • Fecr-i Ati Topluluğu
      • Garipçiler (1. Yeni)
      • Halk Edebiyatı
      • İkinci Yeniciler
      • Milli Edebiyat
      • Öz (Saf) Şiir Dönemi
      • Tanzimat Edebiyatı (1. Dönem)
      • Tanzimat Edebiyatı (2. Dönem)
      • Tekke ve Tasavvuf Edebiyatı
      • Toplumcu Gerçekçi Şiir Dönemi
      • Servet-i Fünun Edebiyatı
    • Yabancı Şairler
    • Rastgele Şiir
    • İletişim
    Şiirhane
    Anasayfa»Yabancı Şairler»William Blake»Masumluk Kehanetleri Şiiri – William Blake

    Masumluk Kehanetleri Şiiri – William Blake

    William Blake- William Blake
    Telegram VKontakte Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email WhatsApp
    Paylaşın
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    MASUMLUK KEHANETLERİ

    Görmek Bir Kum Tanesi’nde bir Dünya,
    Ve bir Cennet bir Yaban Çiçeği’nde,
    Tutmak Sonsuzluğu avucunda,
    Ve Ebediyeti bir saatin içinde.
    Kapatılmış bir kızılgerdan kafese
    Boğar Tüm Cennet’i öfkeye.
    Kumru ve Güvercinlerle dolu bir kumru evi
    Titretir Cehennem’in tüm bölgelerini.
    Bir köpek, kapısında açlıktan ölen Efendi’sinin,
    Haber verir çöküşünü Devlet’in.
    hor kullanılan bir At yol üstünde
    Yakarır İnsan kanı için Cennet’e.
    Her feryadı Yaban Tavşanı’nın, izi sürülen,
    Bir elyaf koparır Beyin’den.
    Bir Tarla kuşu, kanadından yaralı,
    Susturur bir Kerub’un* şarkısını.
    Kışkırtılmış ve kavgaya hazırlanmış Dövüş Horozu
    Ürkütür Yükselen Güneş’i.
    Her Kurt’un ve Aslan’ın uluyuşu
    Ayağa kaldırır Cehennem’den bir İnsan Ruhu’nu.
    Yabani Geyik, orada burada gezerken,
    Uzak tutar İnsan Ruhu’nu üzüntüden.
    Hor kullanılan Kuzu Halk Kavgalarına yolaçar,
    Ve yine de Kasabın bıçağını bağışlar.
    Küçük Çitkuşu’nu inciten adam
    Sevgi görmeyecektir İnsanlardan.
    Kim getirirse Öküz’ü gazaba
    Kadınlar sevmeyecektir onu asla.
    Sineği öldüren oyunbaz oğlan
    Tadacaktır düşmanlığını Örümceğin.
    İşkence eden kişi Mayısböceği’nin Peri’sine
    Bir Kameriye örer sonsuz Gece’nin içinde.
    Tırtıl, Yaprağın üstündeki,
    Yineler sana Annenin dertlerini.
    Güve’nin ya da Kelebeğin canına kıyma,
    Çünkü Kıyamet yaklaşmakta.
    At’ını savaş için eğiten kişi
    Geçemez asla Kutup Engeli’ni.
    Dilenci’nin Köpeğini ve Dul’un Kedisini besle,
    Sen şişmanlarsın böylece.
    Akşamın sona erişiyle uçup giden Yarasa
    Terketmiştir inanmayan Beyni bunu yapmakla.
    Baykuş gece vakti ziyarete gelen
    Dem vurur inançsız’ın korkusundan.
    Sivrisinek, Yaz türküsünü söyleyen,
    Zehir elde eder İftiracı’nın dilinden.
    Zehiri Semender’in ve Yılan’ın
    Teridir Kıskançlığın ayağının.
    Zehiri Balarısı’nın
    Kıskançlığıdır Sanatçı’nın.
    Bir Gerçeği kötü niyetle söylemişsen
    Daha kötüdür uydurabileceğin tüm Yalanlardan.
    Neşe’nin ve Keder’in örgüsü çok incedir,
    Kutsal ruh için örülmüş bir giysidir;
    Her kederin ve özlemin altında
    İpekle örülmüş bir Neşe yatar aslında.
    Ki böyle olması hakçadır;
    İnsan Neşe ve Keder için yaratılmıştır;
    Ve bunu gereken şekilde bildiğimizde,
    Güvenle ilerleriz Dünya’nın içinde.
    Bebek daha fazlasıdır Kundak Bezlerinden;
    Her tarafında bu İnsanlar diyarının
    Eller doğdu ve yapıldı araçlar,
    Dillerinden her Çiftçi anlar.
    Her Göz’ün döktüğü Gözyaşı
    Bir Bebeğe dönüşür Sonsuzluk’ta;
    Ve yakalanır ışıltılı Dişilerce,
    Ve döndürülür tekrar kendi zevkine.
    Melemeler, Böğürmeler, Kükremeler ve Havlamalar
    Cennet’in Kumsal’ını döven Dalgalardırlar.Bir Bebek Sopa’nın altında ağladığında
    Öcünü yazar Ölüm’ün diyarlarına.
    Kişi Küçük Çocuğun İnancı’yla alay ettiğinde
    Alay edilecektir onunla Yaşlılık’ta ve Ölüm’de.
    Kuşku duymayı öğreten kişi Çocuğa
    Çıkamayacaktır çürümüş Mezar’dan asla.
    Küçük Çocuğun İnancı’na saygı duyan kişi
    Yenecektir Ölüm’ü ve Cehennem’i.
    Çoçuğun Oyuncakları ve Sağduyusu Yaşlı Adam2ın
    Ürünleridir İki Mevsim’in.
    Soru Soran Kişi, ki oturuşu pek muzipçedir,
    Yanıt vermesini asla bilmeyecektir.
    Şüphe taşıyan sözleri yanıtlayan kişi
    Söndürür Bilgi’nin Işığını.
    Cırcırböceği’nin çığlığı ya da bir Bilmece
    Uygun bir Yanıt’tır bir Şüphe’ye.
    Karınca’nın İnç’i ve Kartal’ın Mil’i
    Gülümsetir topal Felsefe’yi.
    Kişi gördüklerinden şüphe duyuyorsa
    Ne yaparsan yap, inanmayacaktır asla.
    Eğer Güneş ve Ay şüpheye düşselerdi
    O dakika sönüverirlerdi.
    Prens’in Kaftanları ve palavraları Dilenci’nin
    Zehirli Mantarlardır Keselerinde Cimri’nin.
    Dilenci’nin Paçavraları, kanat çırparak havada,
    Bölerler Gökyüzü’nü parçalara.
    Daha değerlidir Yoksul’un Çeyrek Peni’si
    Tüm Altınlardan Afrika sahillerindeki.
    Cimri’nin topraklarını alıp satar Az Bir Para,
    İşçi’nin ellerinden zor alındığında;
    Ya da, eğer yukarıdan korunuyorsa,
    Alıp satar tüm o Memleket’i.
    Kılıç ve Tabanca’yla kuşandığında Asker
    Yaz Güneşi’ne felçli bir halde hücum eder.
    Biline en güçlü zehir
    Sezar’ın Defne Tacın’ndan gelmiştir.
    Çarpıtamaz İnsan ırkı’nı
    Zırh’ın demiri kadar kimse.
    Altın ve Mücevherler Saban’ı süslediğinde
    Kıskançlık boyun eğecektir barış Sanatlarına.
    Bir Tutku’nun içinde olmak sana İyi gelebilir.
    Ama Tutku senin içindeyse bu hiç İyi değildir.
    Bir Memleket’in Kader’ini belirler Kumarbaz ve Fahişe,
    Devlet onlara resmi izin verdiğinde.
    Orospu’nun sokaktan sokağa seslenişi
    Örecektir Yaşlı İngiltere’nin kefenini.
    Kazanan’ın haykırışı, bedduası Kaybeden’in
    Danseder Cenaze Arabası’nın önünde Ölü İngiltere’nin
    Her Gece ve her Sabah
    Doğar bazıları Acı’ya.
    Her Sabah ve her Gece
    Doğar bazıları tatlı Hazza.
    Doğar bazıları tatlı Hazza,
    Doğar bazıları Sonsuz Gece’ye.
    Yönlediriliriz bir Yalan’a inanmaya
    Göz’ün içinden görmediğimizde,
    Ki bir Gece doğmuştur, can vermek için bir Gece’de,
    Ruh uyurken Işık Huzmelerinde.
    Tanrı belirir, ve Işıktır Tanrı
    Gecenin içinde barınan o zavallı Ruhlara;
    Ama bir İnsan Biçimi’ni sergiler
    Gün’ün Diyarları’nda yaşayanlara.

    Masumluk Kehanetleri Şiiri - William Blake Masumluk Kehanetleri Şiiri - William Blake şiiri William Blake şiirleri
    Paylaşın Telegram VKontakte Facebook Twitter Tumblr WhatsApp

    Yazarın Diğer Şiirleri

    Zehirli Ağaç Şiiri – William Blake

    Yeryüzünün Yanıtı Şiiri – William Blake

    Yankılanan Çimenler Şiiri – William Blake

    Tanrıya Şiiri – William Blake

    Sonsuzluk Şiiri – William Blake

    Sevda Bahçesi Şiiri – William Blake

    Bunları da Okuyun

    Bambaşka Şiiri – Abdurrahim Karakoç

    28 Aralık 2021

    Mal Üstüne Çeşitleme Şiiri – Özdemir Asaf

    29 Aralık 2021

    Ay Dede Şiiri – Neyzen Tevfik

    29 Aralık 2021

    Ne Zaman Ayrılık Saati Gelse Şiiri – Ümit Yaşar Oğuzcan

    28 Aralık 2021
    Bizi Takip Edin
    • Facebook
    • Twitter
    • Instagram
    Çok Okunanlar
    Karacaoğlan

    Yazın Geldiceğin Neden Bilelim Şiiri – Karacaoğlan

    Karacaoğlan

    Yazın geldiceğin neden bilelim Gül açılmış yaprakları solgundur Gece gündüz ah-ü feryad eylerim Hiç demezler…

    Terkib-i Bend -V- Şiiri – Ziya Paşa

    29 Aralık 2021

    Şehr-i Hakikata Doğru Gidenin Şiiri – Seyrani

    29 Aralık 2021

    Adı İlhan Berk Olan Şiir Şiiri – Cemal Süreya

    29 Aralık 2021
    Hakkımızda
    Hakkımızda

    Şiirsiz kalmayın!

    İletişim: [email protected]

    Şiirler

    Balkon Çıkmazında Efendilik Tarihi Şiiri – Hüseyin Atlansoy

    29 Aralık 2021

    Parıltı Şiiri – Necdet Evliyagil

    29 Aralık 2021

    Şeytan Yatar (Sülb-i Köpek) Şiiri – Mahzuni Şerif

    29 Aralık 2021
    Etiketler
    Karacaoğlan şiirleri Aziz Mahmud Hüdayi şiirleri Ruhsati şiirleri Abdurrahim Karakoç şiirleri Pir Sultan Abdal şiirleri Agah şiirleri Necip Fazıl Kısakürek şiirleri Ahmet Selçuk İlkan şiirleri
    Facebook Twitter Instagram
    • Anasayfa
    • İletişim
    © 2025 Şiirhane.
    Tüm hakları edebiyatın birbirinden kıymetli şairlerine aittir.

    Aradığınız şair veya şiirden birkaç kelime yazın.