bütün itfayecilerin derin uykulara düştüğü saat
sen çalgılı çengili
sen çırılçıplak
son sigaram söner sönmez kadınım
şiirden kıskandığım
nazardan sakladığım
gözün aydın hadi uzanmışsın yanıma
saçımın ipek yoluna bir el kibrit çakmışsın
ben cayır cayır
ben çırılçıplak
bu oda dişlenmiş yasemin kokuyor hayret doğrusu
övünmek gibi olmasın çiçeklerden anlarım
eee az çiçek koklamadım ben aşklara gide gele
bak bu sen çiçeği
bak bu ben çiçeği
armudun iyisinden de anlarım orasını karıştırma
ama aklımın lodosu poyrasa seninle döndü kadınım
açık deniz kuşlarım seni yurt bildi daha uçmadan
dur bir dakika
işitiyor musun
bu ne bu, deprem sesi mi
göktaşı mı
mutluluğa attığımız düğümü mü çözüyorlar yoksa hay allah
bütün itfayecilerin derin uykulara düştüğü saat
biz afrika yangını
biz çırılçıplak
çarşaflar buruş buruş yaz kış dört mevsim
hastasını şaşırmış virüs gibi aramızda aşk
evet eminim, bu oda dişlenmiş yasemin kokuyor
bir ağzının kıyısında çiçekler büyütmüş bizden habersiz
sus kadınım sus bir şey söyleme
biliyorum
bu ayırılık kokusu başkasının olamaz
zaten ipe sapa gelmez bir aşktı bizdeki
noktasız virgülsüz kural dışı
yolunu beklerdi el değmemiş kızlar bir dışarı çık
orospular adına ağlardı akşamlar kırmızı kırmızı
seni okşarken
buzdağlarının eridiğini duyardım Kuzey Kutbu’nda
başıbozuk bir aşktı yağmur sızım yani bizdeki
nerde akşam orda sabah
ustura ağzı bir aşk için yaşadık
sabahları hiç sevmezsin ya, bak sabaha az kaldı
son kez ağart elini
geceyi bir çeyrek uzat
ona göre sevişelim kadınım
yarınsız günaydınsız çılgınçıplak