Bunları da Okuyun

    Heykel Şiiri – Necip Fazıl Kısakürek

    28 Aralık 2021

    Yaradılış Destanı Şiiri – Aşık Ömer

    29 Aralık 2021

    Masal Şiiri – Sezai Karakoç

    29 Aralık 2021

    Omuzumda Şiiri – Jose Marti

    29 Aralık 2021

    Epilog Şiiri – Yılmaz Odabaşı

    28 Aralık 2021

    Kara Şiiri – Aydın Hatipoğlu

    29 Aralık 2021

    Sulh Bir Hatıra Oldu Şiiri – Cahit Sıtkı Tarancı

    29 Aralık 2021

    Gel Böyle Bulanık Akma Şiiri – Ruhsati

    29 Aralık 2021

    Ala Gözlü Nazlı Dilber II Şiiri – Karacaoğlan

    29 Aralık 2021

    Kedi İdi Adı Şiiri – Özdemir Asaf

    29 Aralık 2021
    Facebook Twitter Instagram
    Facebook Twitter Instagram
    Şiirhane
    • Anasayfa
    • Dönemler
      • Cumhuriyet Dönemi
      • Yedi Meşaleciler
      • Fecr-i Ati Topluluğu
      • Garipçiler (1. Yeni)
      • Halk Edebiyatı
      • İkinci Yeniciler
      • Milli Edebiyat
      • Öz (Saf) Şiir Dönemi
      • Tanzimat Edebiyatı (1. Dönem)
      • Tanzimat Edebiyatı (2. Dönem)
      • Tekke ve Tasavvuf Edebiyatı
      • Toplumcu Gerçekçi Şiir Dönemi
      • Servet-i Fünun Edebiyatı
    • Yabancı Şairler
    • Rastgele Şiir
    • İletişim
    Şiirhane
    Anasayfa»Can Dündar»Kadınım… Şiiri – Can Dündar

    Kadınım… Şiiri – Can Dündar

    Can Dündar- Can Dündar
    Telegram VKontakte Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email WhatsApp
    Paylaşın
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    Köhne bir yük katarı gibi ayak parmaklarımızı ezerek önümüzsıra geçen yorgun asır, bizim asrımız değildi. Korkarım, tozu dumana katarak pürtelaş gelen yenisi de, o imanla beklediğimiz ahengin asrı olmayacak. Raylar üstünde alelade bir tımarhane bu…

    …tıklım tıkış vagonlarında vahşi bir itiş kakış; dumanında genzi yakan bir ihtiras kokusu…

    Şüphesiz zamanla bu cinnet de ufukta yitip gidecek; lakin bizim için başka katar yok ömrümüzün içinden geçecek.

    Görünen o ki kadınım, seninle biz, “hayat” denen bu metruk peronda, üzerinde adres yazmayan mektuplar gibi bekleşip, aşkımızı acılardan damıtarak yaşlanacağız.

    * * *

    Öyle bir çağdayız ki, insanoğlu geçen asır düşünü gördüğü “denizler altında 20 bin fersah” yolu katedip, “arzın merkezine” yaklaştıkça, uzaklaştı insanlığından…

    Kalabalıklaştıkça arttı kayıtsızlığın ıssızlığı…

    Her bineni ise bulayan sefil bir trenle onun borsadan başka tapınak, paradan başka tanrı tanımayan son yolcuları, kainatın raylarındaki şiiri, ilhamı, aşkı ezip geçti.

    “Ah o gönül şarkıları” sustu önce…

    Sonra, sevdaların ömrü kısaldı; tadı kaçtı hasretin, şehvetin harı söndü.

    Sanal posta kutusu, mektubu öldürdü; bak, bir tek satır yok kalemimden sana kalacak.

    Silinip gidiyor telefondaki aşk mesajları; “seni seviyorum”, -ki amentüsüdür itiraf gecelerinin- parfüm sıkılmış plastik bir gül dalının teybinde tutsak…

    Korkuyorum gülüm; “Seni seviyorum” desem sana, plastik kokacak.

    * * *

    A kadınım, A hüznümün bahçesi…!

    Görmem mi sanırsın; sesi kısık gözlerinin nicedir… dudakların buselere sağır… Oysa ben, haykırmak için sesine, solumak için nefesine muhtacım.

    Bilsen neler verirdim bakışlarından o kederi silebilmek, sana itimadın hazzını yeniden verebilmek için… Lakin öyle bir tufana yakalandık ki, birbirimize kavuşmak için çekiştirdiğimiz kement boğuyor bizi… Mübadele garında saadet ülkesine kesilmiş iki “açık” biletle mecalsiz bekleşiyoruz. Kudretim olsa, seni bu harabe istasyondan kapar, koştukça yelelerinden takvim sayfaları uçuşan bir kısrağın terkisine attığım gibi, o çok sevdiğin ihtişam romanlarının mağrur asrına taşırdım. Soyunurduk bütün o delik deşik kostümlerimizden, boyası akmış maskelerimizden… mecburi rollerimizden…

    “Devamsızlık yüzünden” tarihten kovulmuş iki muzip çocuk gibi, azad olurduk kendimizden… Benim boynumda alıçtan kolyeler, senin tebessümünde sümbülden gamzeler; çözüp dudaklarımızın mührünü, iç çekişlerimizi toprağa gömer, her akşam ilk sana gülümseyen yıldızına ip dolayıp keyifle ayaklarımızı sallandırırdık dünyaya….

    Dilimizde, “kavuşmanın tadını/ ayrılık feryadını” taşıyan bir şarkıyla… Uşşak makamında…

    Can Dündar şiirleri Kadınım... Şiiri - Can Dündar Kadınım... Şiiri - Can Dündar şiiri
    Paylaşın Telegram VKontakte Facebook Twitter Tumblr WhatsApp

    Yazarın Diğer Şiirleri

    Biz Ne Yapıyoruz? Şiiri – Can Dündar

    Bir Yazı Nedir Ki Aslında.. Şiiri – Can Dündar

    Bir Bilebilsek… Şiiri – Can Dündar

    Bavulları Hep Toplu Durmalı İnsanın… Şiiri – Can Dündar

    Bahar Ve Ayrılık… Şiiri – Can Dündar

    Bahar Getirdim Sana… Şiiri – Can Dündar

    Bunları da Okuyun

    Darağacı Şiiri – Ümit Yaşar Oğuzcan

    28 Aralık 2021

    Aferin Lan Semih! Şiiri – Alper Gencer

    29 Aralık 2021

    Zulme Direnmektir Hayat Şiiri – Ahmet Telli

    28 Aralık 2021

    Bir-Bir Şiiri – Özdemir Asaf

    29 Aralık 2021
    Bizi Takip Edin
    • Facebook
    • Twitter
    • Instagram
    Çok Okunanlar
    Aziz Mahmud Hüdayi

    Dîvân-ı İlâhîyât 63 Şiiri – Aziz Mahmud Hüdayi

    Aziz Mahmud Hüdayi

    Cânları hasret oduna yandırır Ayrılık âh ayrılık vâh ayrılık Lezzetinden âlemin usandırır Ayrılık âh ayrılık…

    Ölüm Şiiri Şiiri – Arif Dino

    29 Aralık 2021

    Sabahtan Uğradım Ben Bir Güzele 2 Şiiri – Karacaoğlan

    29 Aralık 2021

    Kuşlar Şiiri – Ahmet Telli

    28 Aralık 2021
    Hakkımızda
    Hakkımızda

    Şiirsiz kalmayın!

    İletişim: [email protected]

    Şiirler

    Veryansın Şiiri – İbrahim Tenekeci

    29 Aralık 2021

    Beni Bu Havalar Mahvetti Şiiri – Orhan Veli Kanık

    29 Aralık 2021

    Selimi Şiiri – Yavuz Sultan Selim

    29 Aralık 2021
    Etiketler
    Karacaoğlan şiirleri Ruhsati şiirleri Agah şiirleri Aziz Mahmud Hüdayi şiirleri Necip Fazıl Kısakürek şiirleri Pir Sultan Abdal şiirleri Abdurrahim Karakoç şiirleri Ahmet Selçuk İlkan şiirleri
    Facebook Twitter Instagram
    • Anasayfa
    • İletişim
    © 2025 Şiirhane.
    Tüm hakları edebiyatın birbirinden kıymetli şairlerine aittir.

    Aradığınız şair veya şiirden birkaç kelime yazın.