Kahveyi
Fincana koydu
Sütü
Kahveye koydu
Şekeri
Sütlü kahveye koydu
Ve fincanı bıraktı
Benimle konuşmadan
Bir sigara
Yaktı
Sigara dumanıyla
Yuvarlaklar yaptı
Külleri
Küllüğe koydu
Benimle konuşmadan
Bana bakmadan
Kalktı
Yağmurluğunu giydi
Yağmur yağıyordu
Ve gitti
Yağmurun altında
Tek bir kelime etmeden
Bana bakmadan
Ve ben
Alıp başımı
Ellerimin arasına
Ağladım.
(fransızcadan, Faruk Günay)