Gâr-ı sardırma Habîb’im olalı aşkın nihân
Başını üstünde hamâm-ı gam yapıpdır âşiyân
Ankebût-ı dâğ-ı mihnet perde çekmişdir ana
Bu değildir gördüğün ey yâr-ı sâdık her zamân
Âfitâbım bir hilâl-ebrû kulundur mâh-ı nev
Âsumân şeh-nişînindir sipihridir nişân
Dolanır her şeb çerâğ-ı encüm ile kevkebi
Bir tarîk ile sana yol bulmak ister keh-keşân
Şâne ile âşinâ olup sabâya uymasa
Dostum çıkmazdı başdan kâkül-i anber-feşân
Müşkilin es-sabru miftâhü’l-ferecle hâil edip
Ba’de usrin yüsr fikriyle nazar kıl her zamân
Sûret-i bî-ma’nîden pâk eyleyip dil deyrini
Halvet ü celvetde zikru’llâhı et vird-i zebân