Gollik Mustafa diye biri
Muhtaramcamın dünürü,
kaymakam ne zaman köye gelse,
cevizin altına masa kurulsa,
Gollik sofranın bülbülü.
Kaymakam ehlikeyf adam.
Muradı türkü dinlemek
bir elinde kadehi.
Muhtarda ne ses, ne kulak,
türkü de Gollik’in işi.
Çöküp dünürünün yanına,
attımı elini kulağına,
bozlağın, hoyratın türlüsü,
Gel gör ki Gollik’in eli parmaksız;
askerken Sarıkamış’ta,
cıva düşmüşken eksi otuza,
donmuş dökülmüş her biri.
Şimdi ne zaman otursam,
bir cevizin altına,
gözümde Gollik’in parmaksız eli,
kulağımda bir yanık türkü.