Kalabalığı gördüm; fışkırmış ara yollardan,
doldurmuş bir alanı göz alabildiğine.
Bir tek yüze çevirmiş bakışlarını,
kulağını vermiş bir tek sese.
Kalabalığı gördüm; bir tek sözle
haykırmaya hazır bir ağızdan.
Gergin yaylar gibi atılmaya hazır,
duramıyor durduğu yerde.
Kalabalığı gördüm; elindeki bayraklar
yatıştırıyor acısını ve öfkesini.
Yan yana getirmiyor coşkunluk
o kadar kolu bir yumruk gibi.
Kalabalığı gördüm; habersiz
nereye varacağından sesinin.
Dinlemek için değil de
bir araya geldiği vakit konuşmak için.