bir çocuğun elleri yeşertti
göğsümü
çimenlere basıyorum, ama, kirletmiyorum
anne
ben daha küçük bir çocuğum onun
koynunda
o ufak
ben ufacıktım ve
sonbahardı
kızlar saçlarından asılıyordu
bulvarlarda / sınanıyordu kızlar
birden
rahmine düştüm bir gül tohumunun
kaçmıyorum / kaçamıyorum
çünkü ben bir şey kirletmedim
anne
sütünü ve gözyaşını içtim, vücut buldum
kırk yıl yaşadım kıtmir’le
son sözüm de ilk sözüm kadar tertemizdir bu yüzden
kimsesiz bir anormal söz gibi kaldım ortalıkta
elini koy ciğerime
ciğerim sızlıyor
anne
alev yalımlarında yundu şiirlerim
hep içime, hep içime aktı sana söyleyeceklerim
elimde değil
sana uzanıyor ellerim
anne
geceler boyu uykusuz ve yapayalnızım
bir serabın peşinde sürükleniyorum
az gittim, uz gittim
yollarım hep sana çıktı
anne
dudaklarım çılgın bir dansın figürü
gözlerim kentin ağrıyan yanlarına değip geçiyor
ve bir esmer çocuk
sigara dumanına boğuyor ciğerlerini
haydarpaşa’da el sallamış aşkla ölüm
ölüm geliyor; her şey susuyor
aşk geliyor; ölüm sır oluyor
anne
soluyuşlarında ardahan’ın
bıyıklara tutunan kırağı
bakışlarında ezik türküler barınıyor
tutunamıyorum her şey koptu
ellerim yıkıldı kahrından
söz dinlemiyor bu çocuk
toplayıp götürüyor uykularımı
elleri çok küçük ve çok güzel
anne
gözlerim
gözlerim bir umut ışığı buldu
gözlerinin içinde
ne de olsa insan ölüyor ve diriliyor
sen söyle
bir tek sevmek kalmamış mıydı tertemiz
söylesene
anne
içimin çocukça düşlerini bilirsin
ateşe su dökülmez yani
böyle derinden derine anormale özlem
olur mu
olur mu
anne