Bir-bir uzaklaşmakta konaklanacak hanlar
Yolcular yoruldukça, yollara kar yağıyor
Heybedeki azığı kim düşünür kim anlar
Eller nasırlandıkça, kollara kar yağıyor
Nerde o doludizgin gem azıda heyecan
Dev bedene yük oldu o kuş tüyü gibi can
Ne kırk yılın hatırı ne sunulan bir fincan
Bize doğru uzanan ellere kar yağıyor
Hayal değirmeninde öğüttük öğütleri
Öldürdük içimizde dağ gibi yiğitleri
Bu serseri sokakta kanıksadık “git”leri
Bin ümitle beklenen “gel”lere kar yağıyor
Gönlüme gergef olan yâr hayali nerede
Gözlerimin izleri tül oldu pencerede
Düğümlendi türküler paslanan hançerede
Düştü mızrap sustu saz tellere kar yağıyor
Gönlümden elvan-elvan nice hazlar geçiyor
Sevda sultanlığında imtiyazlar geçiyor
Nice bâkire bahar ne dul yazlar geçiyor
Her mevsimde açtığım dallara kar yağıyor