Sen ey yaz ortasında nabzımda donan zemheri
Susturma son sesimde çıngıyan çengileri
Ben sussam dağlar dikelir dilimde
Dikenleşir en gonca gülleri yosmaların
Soyunur da üstündeki kadife suskunluğu
O dilber-i rüveydâ
Aşka yatılan o ölüm vaktini
Bir duvar saati sarhoşluğuyla
Sıkar beynimize bülbül-i şeyda
Ben sussam sahralardaki güneş saati
Bir ömür alınır ileri
Ne zaman otursam güneş altında
Gün görmemiş başımın gölgesini yemeye
Yeni nüzûl etmiş gibi Mâide
Üşüşürler başıma İsa’nın havârileri
Ben sussam ergenlik çıkarır engerekler
En gereksiz yerde konuşur dilsiz
Bu kervan yolunda bunca bezirgân
Ve sen ve ben ve tüm zerrat-ı cihan
Susturamayız suskunluğunu ervâhın
Ne sen ne ben ne şu yorgun tanyeri
Ne âsâsı Musa’nın ne yed-i Beyzâ
Durduramaz denize yürüyen şu karayı
Yüzülür yüzsuyuyla suların derileri
Bağrımızda nal döverken sabaha
Kapkara gecenin süvârileri