Öter bir ardıç kuşu yemyeşil az ötemde
Oysa mor değil beyaz
Maviyi içerim turuncu türkülerden
Ürperirim avaz-avaz
İpek mendilimi alır götürür
Beni sonbahara salıveren yaz
Vuran kırlangıç nabzıdır bilirim
Bam telini kanda koparınca saz
Saksağanın upuzun kuyruğunu
Kısa gözlü serçeler anlayamaz
Arsız olur ardıç kuşu bilirim
Bilirim taşların tüyleri çok az
Ama ben çok ölürüm
Ay ışığı ikindime az gelir
Oysa ben çok boyarım gölgeleri
Fırçamın ucundan damlayan ışık
“Ye”leştirir tüm yumuşak “ge”leri
Şakağımda çoğalır tek parmağım
Upuzun uyurlar rahle-i tedrisimde
Cinlerin bilinmeyen bilgeleri
Bilirim tunç değil tefin zilleri
Çılgın olur çengi düşü bilirim
Bilirim neyzenin nefesi çok az
Ama ben çok ölürüm
Birazcık ağlatmak için toprağa
Kısır bulutları dövmek çok yasak
Bir tutam türkü söylese biri
Biri bir damlacık şiir okusa
Çok ölürüm ben
En çok akşamlara ölürüm
Sabahlardan kalan son nefeslerle
Hiç kimse azımı çoklara saymaz
Hep en az sayılır en çok verdiğim
Canım bir damlacık sudur bilirim
Cümle sözün özü budur bilirim
Bilmemin ecele faydası olmaz
Eş dost hatırına şu mahallede
Çok az yaşarım ben sessiz soluksuz
Ama çok ölürüm