Yordamsız yağmurlarca denize yağan bir çöl
Bir çöl ki her nefeste kendi özlemince öl
Kişner kum dalgaları küheylan atlar gibi
Dağılır dakikalar tülden kanatlar gibi
Mekâna yaslanarak zamanı zamanladım
Her anın bir zerremde öldüğünü anladım
Bir çöl ki bu çölde kum su gibidir sular kum
Her düşümde bir ecel şerbeti içer uykum
Bir uyku ki bir düşü bin kâbusa yandırır
Her hafakan yeni bir ölüme uyandırır
Bir yer ki yarasaya yazgısı yasaklanır
Yıldızlar bir kuytuda ya ölür ya saklanır
Bin senedir bu çölde sürüp gider seferim
Kaçıncı celp kâğıdı bu kaçıncı seferim
Bir limedir her elim çerinin çarığından
Elimde kalan üç tuğ serdarın sarığından
Üç kere üçe böldüm serdarın üç tuğunu
İlk kez bu çölde gördüm suyun kuş tuttuğunu