Bunları da Okuyun

    Babam Şiiri – Cevat Çapan

    29 Aralık 2021

    Âgâz-ı Gazeliyyât 202 Şiiri – Agah

    29 Aralık 2021

    Şiir Oku Bana Şiiri – Halim Yazıcı

    29 Aralık 2021

    Fadimem Şiiri – Mahzuni Şerif

    29 Aralık 2021

    Adın Kalır Şiiri – Ferman Karaçam

    29 Aralık 2021

    La Soleâ Şiiri – Federico Garcia Lorca

    29 Aralık 2021

    Bakış Şiiri – Ülkü Tamer

    18 Ağustos 2025

    Dönekname Şiiri – Abdurrahim Karakoç

    28 Aralık 2021

    Şiir Şiiri – Ahmet Hamdi Tanpınar

    29 Aralık 2021

    Dîvân-ı İlâhîyât 208 Şiiri – Aziz Mahmud Hüdayi

    29 Aralık 2021
    Facebook Twitter Instagram
    Facebook Twitter Instagram
    Şiirhane
    • Anasayfa
    • Dönemler
      • Cumhuriyet Dönemi
      • Yedi Meşaleciler
      • Fecr-i Ati Topluluğu
      • Garipçiler (1. Yeni)
      • Halk Edebiyatı
      • İkinci Yeniciler
      • Milli Edebiyat
      • Öz (Saf) Şiir Dönemi
      • Tanzimat Edebiyatı (1. Dönem)
      • Tanzimat Edebiyatı (2. Dönem)
      • Tekke ve Tasavvuf Edebiyatı
      • Toplumcu Gerçekçi Şiir Dönemi
      • Servet-i Fünun Edebiyatı
    • Yabancı Şairler
    • Rastgele Şiir
    • İletişim
    Şiirhane
    Anasayfa»Dönemler»Cumhuriyet Dönemi»Ahmet Ada»Yeni Kantolar’dan Mısralar Şiiri – Ahmet Ada

    Yeni Kantolar’dan Mısralar Şiiri – Ahmet Ada

    Ahmet Ada- Ahmet Ada
    Telegram VKontakte Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email WhatsApp
    Paylaşın
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    “Ama onlar bir türlü anlamıyorlar
    Hüznün de bir ölçü olduğunu”
    …

    “Kapısı çarpıp duran bağ evinde”
    “Benden toprağa gitmekte olanı görüyorum”
    …

    Kayanın sümbülünü leylağını, çılgın aylarını
    Mevsimlerin bırakıp gitti. Yeni oldu öleli.
    …

    Kimdi dünyayı güzelleştirmek isteyen
    Durdurup parmaklarından akan zamanı
    Geleceğe başlangıç çizgisi çeken?
    …

    Annelerinse kırgınlıklardan hüzne döndüğünü
    Hüzün varsa yerleşen bir şey olduğunu
    …

    Bizi yılların acılarıyla bırakıp gittiler
    Her gölgeye her ağaca ateş ettiler
    …

    Anılar kalır daracık sokaklarda
    Girsen ara sokaklara öpersin
    On yedi yaşının alnından
    …

    Konuşuruz bunları yani çocukluğu
    Yani yaşlılığı, yıkım taşlarını, nedense
    Bize sıkça uğrayan parsı anne
    …

    Acının yaşı yoktur, biliyorum
    Çağımıza özgü acı kökü tattım
    …

    Türkçe sapak, dilim tutuk, sözcükler yırtık
    Bekliyorum minibüsler getirmiyor sesini
    Tıka basa dolu çarşılardan, ölü sulardan
    …

    Kenti bir orman yalnızlığı sardığında
    Dünya içinde bir başka dünyayken insan,
    …

    Portakal ağaçlarının çiçekleri senin için
    İçimde yıkılan kuleler, ormanlar bile
    …

    Elleri deniz bahçelerinde şamdanlardı
    Görkemli bitkiler vardı iri gözlerinde
    …

    Geç mi kaldım geldim işte Kevser
    İçimdeki hüzün anıtlarını yatıştırdım
    Buğulanıp taşan göğü getirdim
    …

    Dolardı ruhuna yıldızlara baka baka
    Dünya, gürültülü o koca orman
    …

    Ağaca bakarım seyretmek için kendimi
    Tutkuya bürünmüş ağaç benim işte
    Köklerim derinlerde ısıtır denizi
    Yapraklarım yağmuru çağırır sürekli
    …

    Bu şiirde her dize kendi başına uçar
    Uçmasını bilen fıskiyeler için deniz
    Rüzgâr değişmelerin olgunluğunu getirir
    …

    Eşyanın düşey konumu yalnızlık ortamında
    Eşyanın çiçek açan yalnızlığı için deniz
    …

    Acı verir güneşler sabahlar ikindiler
    Suyun yüzeyi şimşeğin tadı ısırganın öpüşü
    …

    Dön dolaş yayıldım dört bir yana
    Dünyamı şaşırdım Kevser. Ben turna, ben yonu,
    …

    Topluiğne başı olalım, nesnelerin uzantısı,
    Vakit geldi, büyük olsun yalnızlığımız
    …

    Boşalan yağmurlarız, su kenarlarında saz
    Birkaç kişiyiz Ayşe Celâl Veysel
    Konuşurken hüzün anıtları devriliyor
    …

    Vakti mi sordunuz, vakit tamam
    Dönelim kış bahçesine denizin
    …

    Yapraklarının altında deniz desem
    Ağaç desem bir kara ağaç
    Yürüyor içimde denize doğru
    …

    Pars gök rengini solduran güç
    Gizliyor parçalanmış ağzını rüzgârdan
    …

    Sesini kokladım kokusunu gördüm
    Akdeniz bu
    …

    Yaşlı bir denizci gibi
    İçimde sürüp gidiyor denizin serüvenleri
    …

    Gitsem gelmesem çocukluğuma Kevser
    Siyah beyaz bir kare çiçekleri sulayan annem
    …

    Üstümden dönü döne geçen turnalar
    Da yok. Neye baksam nerede dursam
    Düş gücüm kilitlenmiş ruhum çalınmış
    Elimden alınmış taşların dinginliği de
    …

    Bir çiçeği bozguna uğratır, dönersin denize
    Derine, en derine, yüzünde yüzlerce dalyan
    …

    Esmer bir çiçek çelik yelekleri deler
    Ruhum buna bir anlam veremez
    …

    Bağırasım geliyor sesim yırtıcı kuş sesi
    Kimse yaşamın anlamından söz etmiyor
    …

    Sarkıttığım kuyuyu. Görebilir miyim
    Ne kaldıysa, ne kaldıysa çocukluktan
    …

    Kırılan bir zaman belki ânın ağırlığı
    Baktıkça sıkıyor ruhumu kımıldayan gök
    …

    Bir hüzün salkımı
    İki kaşın arasında
    …

    Silmeye çalışma çıkmıyor Kevser
    Çocukluk lekelerini
    …

    Dipte, taa derinde uğultusu dalgaların
    Bunalıyor derya içinde
    …

    Annem öleli bir yıl oldu, oturduğu kanepedeki
    Boşluğu ver. Bu nobran bu pörsük dünya
    Avlamadan beni çekip gitmeliyim
    …

    Bir şey söyleyecek değilim sana
    Bugün kenti dolaşırsın ite ite bir çiçeği

    Öylece akıp gidecek avuçlarımdan günler
    Öylece yatacağım suların ağırlığı altında
    …

    Ne zaman can alıcı sözcüğü bulsam
    Benim o kılıç yüzü kendine dönük kırılgan
    Benim o bahçede sessizce dolaşan kaplan
    …

    Bu acı çekmiş gök, bu acı toprak
    Bu hızlı hızlı büyüyen ot
    Sulardan kurtulmuş bu yıldız
    …

    Düşünü kurdum yıkıntılardan doğacak kuşun
    Düşünü kurdum denize açılan kapıların
    Düşünü kurdum yıldızlı gecelerin
    …

    Sonra gider çocukları öldürülmüş annelere
    oğul olurum
    Ey Beyrut! Öğrenci çantaları, kırık oyuncaklar..
    …

    Kudüs’te çatılarda güvercinler olur
    Yağmur yüzlü çocuklardır onlar
    Terk edilmiş semtlere doğru uçarlar
    …

    Daha çok, göl uzakta kaldı,
    ‘Kimse kamış olmayı düşlemiyor göllerde’
    …

    Öyle derinlere küllerinden doğan sözcükler denizine
    Gömün beni gömün beni taşın yüreğine
    …

    Ruhum kanıyor gelmeyeceğini bildiğimden,
    Arka bahçeden Akdenizli çocukluğumun.
    …

    Bir Pars değil miyim kendi kendime ben?
    …

    Hiçbiri olmuyor ama, acısıyla kalıyorum
    Bileklerini kesen genç kızın
    Kim bilir nasıl da umarsız kalmış
    Yok anlaşılan denize açılan kapısı

    Ahmet Ada şiirleri Yeni Kantolar’dan Mısralar Şiiri - Ahmet Ada Yeni Kantolar’dan Mısralar Şiiri - Ahmet Ada şiiri
    Paylaşın Telegram VKontakte Facebook Twitter Tumblr WhatsApp

    Yazarın Diğer Şiirleri

    Öyledir İşte Şiiri – Ahmet Ada

    Onun Evi Kuşlara Yakın Şiiri – Ahmet Ada

    Ölüm Şiiri – Ahmet Ada

    O! … Şiiri – Ahmet Ada

    Ne Kaldı Şiiri – Ahmet Ada

    Küller Şiiri – Ahmet Ada

    Bunları da Okuyun

    Acılar Denizi Şiiri – Ümit Yaşar Oğuzcan

    28 Aralık 2021

    Kadın Yontuları Şiiri – Ali Yüce

    29 Aralık 2021

    Rüzgarda Var Şiiri – A. Kadir Bilgin

    29 Aralık 2021

    İlke Şiiri – Alper Gencer

    29 Aralık 2021
    Bizi Takip Edin
    • Facebook
    • Twitter
    • Instagram
    Çok Okunanlar
    Karacaoğlan

    Gel Gözlerin Öpeyim Gel Şiiri – Karacaoğlan

    Karacaoğlan

    Gel gözlerin öpeyim gel Ben aşıkım yalan değil Kaçma benden başın için Ağlar gözüm güller…

    Ruh Adam kitabından… Şiiri – Hüseyin Nihal Atsız

    29 Aralık 2021

    İşçi Marşı Şiiri – Can Yücel

    28 Aralık 2021

    Bir Kararda Durmayalım Şiiri – Yunus Emre

    29 Aralık 2021
    Hakkımızda
    Hakkımızda

    Şiirsiz kalmayın!

    İletişim: [email protected]

    Şiirler

    Denli Şiiri – Can Yücel

    28 Aralık 2021

    Kadına Şiiri – Victor Hugo

    29 Aralık 2021

    Öpücük Şiiri – Füruğ Ferruhzad

    29 Aralık 2021
    Etiketler
    Aziz Mahmud Hüdayi şiirleri Pir Sultan Abdal şiirleri Ruhsati şiirleri Agah şiirleri Karacaoğlan şiirleri Ahmet Selçuk İlkan şiirleri Abdurrahim Karakoç şiirleri Necip Fazıl Kısakürek şiirleri
    Facebook Twitter Instagram
    • Anasayfa
    • İletişim
    © 2025 Şiirhane.
    Tüm hakları edebiyatın birbirinden kıymetli şairlerine aittir.

    Aradığınız şair veya şiirden birkaç kelime yazın.