I
Pars kılıçtan bir şimşek
Alıp gidiyor kuytulara
Cam buğusu bahçenin köşesine
Gizliyor sessizce ayak izlerini
II
“Susalım, burası ölü evi
Bir hiç uğruna öldü dediler
Ne kadar yaşardı ki
Bir kadastro memuru tozlu defterler arasında
Denize bakarak öğle vakitleri
Ne kadar yaşardı ki böyle
Onun muydu bu saç kurutma makinesi
Bu cep telefonu? Susalım dediler.
Dışarıda nasılsa bir kuş ötüyor
Acısına yürüyor içeride oğlu
Tan vakti göğsüne bir bıçak koyup
Üstünü çarşafla örttüler
Susalım dediler
Ne çıkar susmaktan”
III
Pars gök rengini solduran güç
Gizliyor parçalanmış ağzını rüzgârdan