İnsan önce kendisiyle kalıyor
Birileri bir şeyler çekti ayaklarımdan*
Ben beyazlardan masumu sevdim hep nilüfer olanını
Sevdikçe sesli bir kederi sustum içimde anneme benzer
Sevdikçe su kalpli aşklarım oldu göğsümün nikahı yerinde
kendime gittim kendimde kestim şiirgünü pastamı sevdikçe
bir o kadar Necatigil’i sevdim herkesin yerine- Şiirrenk!
Nilüfer demek Necatigil demekti çünkü dar vakitlerde
ince gülüş gamze kesilmeler ki silme nilüfer demekti
demeklerin ılıkses şiiriydim günlerin buğu boşluğunda
her buğu eski bir iniltidir der yaslanırdım hüseyni yanıma
hayatımın zarfına dokunmak mektupan öpmekti içellerimi
içellerim ki hatıralardan damlacıklardı sizden bana
sahi solgun bir gül mü hala uzanıp uzanıp alınan her hatıra
nasıl bir duygu, pardon nasıl bir şiir tozunu almak hatıraların
-Anlamadım, orda kimseler yok mu, odalar uğultu mu!
Geniş zamanlar mı umuyordunuz siz de e-mail yaşamalarda
yoksa tüm beyazları gece mi geçtiniz koşaraktan
anladım, dolunayın biraz biraz yettiği ses taşırmış sizi
imgeniz ecnebi, ters öpülme kiri nilüferiniz
siz şimdi gidersiniz, önceki yüzünüz kalp bir hüzün hikayemde
kalsa kalsa kaçınık bir dize kalır ahhyare benden:
ben gelmekten çok gitmek fiiliyim hala sevmelerde
Kalbim can kırığı, yok yerinde! – – Ben oraya koymuştum, almışlar**
*,** Behçet Necatigil