Senin bir tek hatırana
bütün aşklarımı bağışlayabilirim
kederli ve memnun türkülerimi
çiçeklerimle
ağaçlarımla gözyaşlarımla
övgüler geçirip damarlarımın karanlığından
sözlerin ve kalbimin
elpençe divan durduğu
bakışına
zamana ve toprağa dayayıp alnımı
ve ellerimi
sen parmaklarından güneşler emziren çeşme
doyur beni
Denize açılmış gemiler
ve yanlış analıkları kadınların
şarkıların seni bilmeyen tutsaklıkları
Ragıb’ın bir leylâdan öbürüne
yanık sevdaları
sonradan yazılmış defterler
ve askılarda bırakıp kitapları
adın öpülecek aziz ve emin
Sen kadim âşıkların Leylâsı
sevda sözlerinin öksüz ve yetim hükümdarı
büyütüp ellerinle kalbinin arasını tutan sesleri
gel köle kıl kendine
buyur beni
Gün gelir uçmaz olur turnaları göllerimin
insanlar ve defineler çıkarlar
toprağın derinlerinden
ben oralarda sevdana ve terlere bulanmış bir adam
şimdilerde kimse bilmez
aklımdan geçenleri
yalnız sen yanıbaşında
dünyanın ve insanların
ateşin suların
ve hesabın karanlığında
kayır beni