Yaz sıcakları da geçer kış fırtınaları da
Geçer şenlikleriniz matemleriniz geçer
Ve ben bastırmak için yüreğimdeki özlemi
Bilinmedik bir türkünün doğmasını beklerim.
Geçer şenlikleriniz matemleriniz geçer
Kapmak ve dondurmak ve belirlemek için.
Umudumun katına ucu ucuna seçilen
İnce bir iplik gibi uzanıyor şimdi.
Deniz mi uğulduyor? Dallarda şarkı söyleyen
Bir su perisi mi var yoksa zaman mı durdu birden?
Ya mayıstır aylardan, ve elma ağaçlarının çiçeğini
Örten kar dökülüyor? Ya da gizlice bir melek geçti?
Sabırlı akışında saat ebediyeti taşır şimdi.
Durmadan genişler aydınlık, sesler ve hareketler.
Coşkuyla dolu geçmiş, geleceği seyreder…
Şimdiki zaman ve tüm acımsayışlar çoktan uçup gitti.
Ve, yeni ruhla bilinmedik güçlerin
Kendi kendilerini yarattığı son uçta
Melûn bir gökgürültüsüdür kaplar tüm varlığımı:
Yaratıcı düşünceyi zorlayıp devirmekteyim.
Soğuk bir kafese kapatır bu doğan küçük kuşu
Çeker giderim işte, bu kuş hürriyet kuşu,
Ölümü bizden uzaklaştırmak isteyen ve sadece
Ruhu kurtarmak özlemiyle durmadan uçan kuş bu.
Ve işte kafes: Tunçtan, ağır mı ağır;
Altın kafes duygusunu uyandırır akşam güneşinde.
Ve benim güzel kuşum keyfi geldiğinde,
Bir oraya bir buraya, türkü tutturur.
Kuşumun kanadı kesik, türküleri nakarat…
Ama pencerenin altında kalakalırsınız işte böyle.
Sevdiniz değil mi türkülerini? Bense yorgun bitik,
Yeni bir kuş bekliyorum… yeni bir sıkıntının içinde.
1913
Çeviri: Attila TOKATLI