Her şeyi masal yaptım, yıldızlarda kaldım.
Evlere, sislere, kendime kaçtım
Ah! hangi sesleri gecesiz bıraktım.
Akşamcı dedeler olgun, pişmiş ve kül! Eller yukarı hayat, ey siyah kahkaha, gül!
Aklımı cebime koydum, çıktım yollara Düşlerimi gerçek sandım, attın beni aşklara.
Kumrular düşer balkonlardan, çürümüş akşamlar
Çıldırır bir düş, içini çeker sabahlar.
Kentlerde rüzgârdır gece ve gündüz
Ah! hüzündür bu, öldürür beni güz!
Karanlık tek giysim. Ayna kullanmam.
Sabırsız bir çığlıkla çözülür alfabenin sırrı.
Kaygan gecelerden sıyrılan korkular sevgili
birer ufukturlar. Yorgundur sızılarım.
Adresim nemli. Sözcüklerimin tozu alınmamış.
Güneş, buğu, su ve akortsuz bir keman.
Güz öğütürüm boyuna. Susuzluğuma utangaç
bir mavi saplanır. Alnımda ezik çocuk kokusu.
Bir çağ daha patlar ve her şey aşk olur! İçimdeki
büyüyü bozmayan bir uykuyum.
Yok kendimden başka kendim! Masallar yedi
kedilerimi, kuşlarımı, balıklarımı.
Nice hayatlar kırdım, düşler kemirip.
Fırlatırım denizlere güllerimi. Denize arkamı
dönmem. Hangi kuşu öpsem, bütün çiçekler
diz çöker acıyan yerlerime. Kimseye kızamam
çıt diye kırılırım.
Ah! neyi sevdiysem yanlış oldu…
Yalnızlığın bir ucu Kafka, öbür ucu süs!
Gecikmiştir yaşadıklarım, küs!
Banadır adressiz yolculuklar
Tahtadan dünya, esrik kuruntu
Hayat damarım! Bir düşten bin söz kalır
Aşk, cam olur ve nar çatlar.
Herkesin kendinden kaçtığı yerdeyim
Ey yalnızlığın kanlı çadırı, bana aitsin.
Göğe çalışırım, öyle çakır durmam
Karaya vurur içimin kayığı.
Bir yaradan kuş yapsalar
Dünya kalpten gider orada.
Adım çocuk: Ağaç yapmaya çalışıyorum
gökyüzünden.
Hayata takla attıran hayta çocukluğum. Siyah günlerle geçiyor ömrüm. Hapşırıyor içimdeki kırmızı. Bir kulağım şiir olmayanı duymuyor, öbürüne dağ yapıştırdım. Bir öcü daha kaçtı içime. Kimse benzemiyor kendisine. Mutsuzluk Nobel ödülünü
alıyorum. Hayatın yanağına kondurduğum öpücük dünyaya sığmıyor. Çocukların düşleri daha büyük evlerden! Hayat herkesi sevmiyor, herkes hayat değil çünkü.
Dünya kaçacak delik arıyor. Ey, düşlerimdeki hayalet kadın. Uçurtmamın en irisini sana uçuruyorum. Boynu kırılmış göğün. Herkes cesedine beyaz bir yalnızlık bırakıyor. Memesini emiyorum karanlığın. Deniz sürüyorum ağaçların gövdesine. Tek parmak kalıyorum bir şeyleri göstermekten.
İki gözüm önüme aksın
Boynumu yok sayın beklemekten.
Ağzımda çırılçıplak yüreğim
El yordamıyla akşamlara düşerim.
Uzun saçlı bir hasretten doğdum
Yarası açık bir aşk kalmıştır.
Aşk, bir ışık çizer etrafımda, siyah olur us!
İlerleyen göğün şarkısı sus!
İçimdeki korku konuşkandır.
Uzaklıktır yakınlık, ipek ses dalgınlıktır
Kaçar gider kimi dostlar, bana yürümek kalmıştır.
İç dünyam daha sahici, içime kaçsam
Ah! yüreğimin etrafında bir tur daha atsam…