Gölgede yıkandım, ay ışığı vardı aramızda
Suya darılmış biriydim, acıklı boşluk kentinde
Yayık çalkalıyor, çırpınıyordum; değişmez yasa
Kendini bilenler ıslaklığı tanıyor, ağaç aşısını görünce
Benimki ayrılması bir güç sevgisi; ortadaki güneşten
İyi ki ayaz çıktı, savruldum kar çevrentilerinden
Bu bendeki kurt boğan bir fırtına; korkunç bir kıran habercisi
Yaşarken sallanıyorum; sen bir, bu iki!
Külde saklanıyorum, ocak ekmeğinde
Yıldız sözü veriyorum kendime
Bir daha sevmeyeceğim kimseyi
Ateş verenin evinin bereketi geliyor üstüme
Yedi bilge tanıyorum, şairler ötesinden
Çorap örülmez, bu kadar bildik kişilerle
Dize örülmez, göz değmesiyle
Okunmasın, yazdığım kalkım günü masalları
Hep kendime dönüyorum, başım adamakıllı
Sevmeyeceğim; ceviz ağacı altında uyudum, hastalandım
Bu buyruk kendime bir bakıma
Sudaki gölgeler her şeyi anlattı bana
Şeytan düşüydü, tüm yaşadıklarım
Yılan kırkan kişilerle düştüm kalktım
Bir ceketim kaldı, göz kırpan yıldızlar arasından
Binlerce yıl yandı ceplerim, ellerim
Ayaz gördü her seferinde
Ocak tüttürdüm, çoraplarımı yıkadım, yüzüm yerine
Sızılar çekecek bir işe başladım:
Herkes kendi meyhanesinde