Ben hepsini biliyorum
yapı kalfası yüzünü bu dünyanın
tabak tuttuklarına üç kap yemek veren
tuzluklarda beyaz inci öğütler
karlarla beslenen kışları
sel baskınını öğreten, içtiği bir bardak suda
Ben hepsini biliyorum
aşçılık okulunda öğrenciydim o sıralarda
ben daraldım dostlarım
yalnızdım, çekim yaratıyordum kendime
bir oyma kayık, takvimde sayılı günler
kaşlarım dökülüyordu, bakmayın güldüğüme
Ben hepsini biliyorum rüzgâr tünellerinde
bir yolcuyum; gönüllü anne, istekli baba
içindeki sese bakarak ayak bileklerinde
yürüdüm, yoruldum kızıl devlerle
hepsi biliyorum şemsiye altında
yürüdüğüm su, deniz çekilince
bir isim yaratacak, yaslardan
bir yemek kendine, yağsız mezelerle
Hepsini biliyorum, çile kazınmış
kulakları kırık dökük, duymaktan
yemek kurslarında öğütülmüş
değirmenlerde sis dağıtan
sizin önünüzde cezalı
çerçevesiz camlarda bir tane