Döndüm işbaşından geldim koğuşa
Getirdin başıma iş Ömer Çavuş
Yedin ballarımı girdin savaşa
Gel de sen bağrımı deş Ömer Çavuş
Ne kadar reddetsem gelir takılır
Nerye gitsem yakınıma sokulur
Reddedince hep karşıma dikilir
İşlerin hep olsun yaş Ömer Çavuş
Gördü Ömer burda lezzetli malı
Gece yedi geldi yağ ile balı
İşiten anlasın iyice bu hali
İster çatla ister şiş Ömer Çavuş
Koymadı sandıkta yağı reçeli
Ahbaplar oturmuş iki geçeli
Sanki yüzü kaplı kara peçeli
Fark atar şeytana beş Ömer Çavuş
Adet olmayınca sonra ekilmez
Kendisi kuvvetli kolu bükülmez
Akıl başa çivi gibi çakılmaz
Düşsün o başına taş Ömer Çavuş
Mantonun üstünde tayyörün mintan
Gömlektir her yanın kahrını tutan
Hususi işlerde giyersin kaftan
Artık sen bağrını deş Ömer Çavuş
Yürü asfaltlarda manton tozlanır
Mantosunda ne saklasan gizlenir
Güzelsin deyince güler hazlanır
Beğenirsen böyle coş Ömer Çavuş
Yemeseydin Ömer n’olurdu yağı
Vurmazdım yüreğen onulmaz dağı
Farklı değil birdir ikimiz çağı
Kalkıp dağdan dağa koş Ömer Çavuş
Pire işlemeyen çok tüylü postun
Okumam destanı olursa kastın
Yine de Noksani senin tek dostun
Bütün akranlara eş Ömer Çavuş