Adı içsesime bulanan onca kadının seslerinde
onlarca ismimi hatırlarım
Ve her ölü imgenin boşluğunda birikmiş
o sesimi bırakmışlığım
isimlerini çağırdığımda
sesimdeki o en sonuncu tını
uçsesidir bu kalabalık yalnızlığın.
Usul bir gölge gibiydi bazıları
tenimin yasemin terleyişini yavaşça buğulandıran
ve ardında ılık bir mazı serinliği bırakırlardı
Bazıları
ellerinde Medusa’nın saçlarından kırbaçlar taşırdı
yılankavi çöreklenişiydi tenimde soğuk ve sıcağın
ve ardında buz çiçeklerinin alevli üşümesi kalırdı
Varlığımın yegâne kanıtı bana katıldıkları kadardı:
Bu yüzden belki zaman içinde zaman zaman-sızım
ve onlarla öğrendim güllerin en güzel sızısını:
En güzel gül kırmızı bir intihardı
Ve ben eksildiğim kadardım
Ah..
Bazılarının zamanda uzayan suretiydim aynalardan aynalara ekledikleri
sırsız kalıncaya kadar sevdiler beni
İşte bu yüzden
sırlardan esrarengiz bir sızıdır taşıdığım
tenime dokunduğunda yeni biri
Ve aramak kendini
yeni bir gülün sensizliğinde;
Ne zordur
ismine eklemek / eklemek sesine
hiç tanımadığın bir gülün sessizliğini
Turgay Uçeren