Kurban sana özge nâzenînler
İdrâküne yüz min âferînler
Kimse çü sana vefâda yetmez
Cânın sana kimse verse yetmez
Ma‘şûk idün ey büt-i vefâ-dâr
Âşıklığunı hem etdün izhâr
Âşık der imiş mana halâyık
Görmen muna hem özümi lâyık
Men nâkısem ey harîf-i kâbil
Sensen reh-i aşk içinde kâmil
Tahsîn ki yegâne-i zamânsen
Cân vermek olur sana ki cânsen
Her şûhda ger olaydı bu tavr
Sen olmaz idün yegâne-i devr
Ger gayre bu hâl olaydı makdûr
Sen olmaz idün cihâna meşhûr
Yâd eylemeğünden olmışem şâd
Sen şâd olasen hemîşe men yâd
Ha beyle men-i hazîni şâd et
Geh gâh terahhum eyle yâd et
Ey serv-i semen-ber ü gül-endâm
Târâc-ı metâ-‘ı sabr u ârâm
Ey husrev-i kişver-i melâhat
Mehtâb-ı şeb-i neşât ü râhat
Çün bendeye rahmet eyler oldun
İzhâr-ı mahabbet eyler oldun
Min-ba‘d tarîk-ı mihr dutgıl
Evvelki tarîkunı unutgıl
Koyma çıha hasret ile cânum
Hadden üte nâle vü figânum
Meyl-i men-i zâr ü bî-karâr et
Gâhî bu yanaya bir güzâr et
Hem-derdüm isen menümle yâr ol
Hem-derdliğün yoh ise var ol
Sen eyle mukîm-i mesned-i nâz
Men beyle belâ vü derde dem-sâz
Sen mahfil-i ayş kâm-kârı
Men gûşe-i derd dil-figârı
Aşk içre beğüm revâ mıdur bu
Râh u reviş-i vefâ mıdur bu
Ger doğrı ise vefâda lâfun
Menden ne içündür inhirâfun
Gel ref‘ edelüm gam-ı fırâkı
Yanduralum oda iştiyâkı
Olsun dün ü gün menümle seyrün
Çün men senünem sen olma gayrün
V’er İbni Selâm mâni‘ olsa
Sedd-i reh-i vasl vâki‘ olsa
Bildür kılayın siyâh bahtın
Bir âh ile târümâr tahtın
Çün râz-ı dilin düketdi ol zâr
Zeyd eyledi azm-i kûy-ı dildâr
Pervâne sözin deyüp çerâğa
Bülbül haberin yetürdi bâğa
Bu İbn-i Selâmün keyfiyyet-i vefâtıdur ve Leylînün ol belâdan necâtıdur
Sâkî feleğün gör inkılâbın
Göster kadeh içre mey habâbın
Mey âyîne-i cihân-nümâdur
Haki zer eden bu kimyâdur
Bu fâide bes değül mi andan
Kim fârig eder gam-ı cihândan
Bir hâb ü hayâl imiş bu âlem
Bu hâb ü hayâle olma hurrem
Ahvâl-i zemâne münkalibdür
Andan hıred ehli müctenibdür
Gam mâtemin eyleyende bünyâd
Neyyâha bu nev‘ çekdi feryâd
Kim İbni Selâmı etdi gerdûn
Âmâc-ı hadeng-i âh-ı Mecnûn
Ol seddi götürmeğe aradan
Eşk oldı revân iki yanadan
Ol nev-res-i nâ-tüvân demâdem
Şevk ile çekerdi mihnet ü gâm
Hasret elemi yaman elemdür
Gam bedraka-i reh-i ademdür
Derd ü gam-ı hasret-i nihânî
Serv-i kadin etdi hîzrânî
Yüz urdı bozılmağa tılısmı
Bir gâyete yetdi za‘f-ı cismi
Kim peykeri nakş-ı bister oldı
Ra‘na kadi bister ister oldı
Gün günden olup harâb hâli
Kalmadı sağalmak ihtimâli
Derdine devâ bulınmaz oldı
Rencine şifâ bulınmaz oldı
Endîşe-i ömri oldı bâtıl
Cân verdi vü oldı Hakka vâsıl
Kimdür ki gelüp cihâna getmez
Kim kâmil olur zevâle yetmez
Budur reh ü resmi rûzgârun
Kim ola hazânı her bahârun
Leylîni getürmeğe figâna
Ol vâkıa oldı bir behâne
Mâtem dutup etdi ol giriftâr
Dırnağı ile yüzini efgâr
Çâk etdi ferâğat ile câme
Fâş etdi figânı hâs ü âma
Yandurdı evin kopardı tahtın
Târâc-ı fenâya verdi rahtın
Gîsû-yı muanber etdi ber-bâd
Eflâke yetürdi âh u feryâd
Gerdûn kimi rahtı nîle urdı
Âteş kimi başa kül savurdı
Derler bu idi Arabda âdet
Kim er eğer ölse kalsa avret
Bir yıl iki yıl dutardı mâtem
Feryâd ü figân edüp demâdem
Hoş geldi bu âdet ol nigâra
Feryâd ü figâna buldı çâre
Mâtem-kede eyledi makâmın
Matemde geçürdi subh u şâmın
Bir niçe gün anda ağlayup zâr
Hem ata evine döndi nâ-çâr
Ammâ dün ü gün figân ederdi
Hûn-âb-ı ciğer revân ederdi
Feryâda gelende gâh u bî-gâh
Öz gönlinde der idi ol mâh
Kim İbn-i Selâma rahmet-i Hak
Aşkum revişine verdi revnak
Ref‘ eyledi perde-i müdârâ
Pinhân gamum etdi âşikârâ
Ol vâkıadan olup haberdâr
Dutdı reh-i deşt Zeyd-i gam-hâr
Gördi ki şikeste-hâl Mecnûn
Durmış ded ü dâm içinde mahzûn
Çün verdi selâm ü kıldı i‘lâm
Kim İbni Selâma n’etdi eyyâm
Verdi bu kaziyyeden bişâret
Kim kıldı muârızun hasâret
Dehr İbni Selâmı kıldı pâ-mâl
Leylî öz evine döndi hoş-hâl
Mecnûn çeküp âh kıldı nâle
Efgân edüp ağladı bu hâle
Hayretlere düşdi Zeyd-i gâfil
Bu hâlet ana görindi müşkil
Kim fevt-i rakîb eşitse âşık
Gülmek gerek ağlamak ne lâyık
Tahkîk-i beyân-ı hâl kıldı
Ol vâkıadan suâl kıldı
Mecnûn dedi ey vefâlu yârum
Yohdur mı bu yolda neng ü ârum
Cânâneye cân veren yetüpdür
Cân vermeyen arada itüpdür
Ol dûstuma değüldi düşmen
Hem ol ana âşık idi hem men
Ol cânını verdi vâsıl oldı
Öz mertebesinde kâmil oldı
Naksum menüm ermedi kemâle
Ayb eyleme ağlasam bu hâle
Bu gazel Mecnûn dilindendür
Âşık oldur kim kılur cânın fedâ cânânına
Meyl-i cânân etmesün her kim ki kıymaz cânına
Cânını cânâna vermekdür kemâli âşıkun
Vermeyen cân i‘tirâf etmek gerek noksânına
Vasl eyyâmı verüp cânâna cân râhat bulan
Yeğdür andan kim salur cânın gam-ı hicrânına
Aşk resmin âşık öğrenmek gerek pervâneden
Kim köyer gördükde şem‘ün âteş-i sûzânına
Fânî ol aşk içre kim benzer fenâsı âşıkun
Feyz-i câvîd ile Hızrun çeşme-i hayvânına
Aşk derdinün devâsı terk-i cân etmekdedür
Terk-i cân derler bu derdün mu‘teber dermânına
Hîç kim cânân içün cân vermeğe lâf etmesün
Kim gelüpdür bu sıfat ancak Fuzûlî şânına
Bu Leylînün İbn-i Selâmdan sonra mâcerâsıdur ve Zâviye-i mihnetde vâki‘ olan belâsıdur
Çün ata evine döndü Leylî
Efgâna olup hemîşe meyli
Dutmışdı tarîk-i ehl-i mâtem
Tecdîd-i azâ kılup demâdem
Her handa bilürdi var bir zâr
Endûh-i musîbete giriftâr
Cem‘ edüp olurdı encümen-sâz
Eylerdi sürûd-ı nevha âğâz
Ger İbni Selâm idi behâne
Mecnûn idi bâis ol figâna
Ağzında idi bir özge zikri
Gönlinde idi bir özge fikri
İzhâr kılurdı özge adın
Pinhânî ederdi özge yâdın
Bu reng ile dâim ol perî-zâd
Eylerdi ferâğat ile feryâd
Sûz-i diline getürmeyüp tâb
Bir gece dağıldı yâr u ashâb
Ancak ana şem‘ kaldı hem-dem
Söndürdi bir âh ile anı hem
Ya‘ni ne revâ şeb-i siyâhum
Şem‘ isteye gayr-ı berk-i âhum
Tenhâ kalup etdi nâle vü zâr
Derd ü gama kıldı aczin izhâr
K’ey derd ü gam-ı zemâne bi’llâh
Olman bu gece menümle hem-râh
Tenhâlığ ile men eyledüm hû
Siz özge musâhibe dutun rû
Gördi gam u derde yoh nihâyet
Kıldı şeb-i tîreden şikâyet
K’ey baht-ı siyâhumun nazîri
Âşüfte kılan men-i esîri
Evvel yoh idi senün karârun
Seyr ile geçerdi rûzgârun
Hâlâ ne içün karâr edüpsen
Terk-i reviş ihtiyâr edüpsen
Bir menzile mi özün yetürdün
Yâ zulmet içinde yol itürdün