Bunları da Okuyun

    O Eski Bir Güvercindi Şiiri – Ülkü Tamer

    18 Ağustos 2025

    İşte Açtık Kapımızı Şiiri – Ahmet Selçuk İlkan

    28 Aralık 2021

    Kana Kana Şiiri – Mustafa İslamoğlu

    29 Aralık 2021

    Tebessüm Şiiri – Necip Fazıl Kısakürek

    28 Aralık 2021

    Seherde Ağlayan Bülbül 1 Şiiri – Aşık Veysel Şatıroğlu

    29 Aralık 2021

    Güzin’in Sonraki Yılları Şiiri – Salah Birsel

    29 Aralık 2021

    Çift At Şiiri – Abdullah Tukay

    29 Aralık 2021

    Bu Saatte Şiiri – Suat Taşer

    29 Aralık 2021

    Yedinci Adam Şiiri – Attila Jozsef

    29 Aralık 2021

    Bir Şiiri – Özdemir Asaf

    29 Aralık 2021
    Facebook Twitter Instagram
    Facebook Twitter Instagram
    Şiirhane
    • Anasayfa
    • Dönemler
      • Cumhuriyet Dönemi
      • Yedi Meşaleciler
      • Fecr-i Ati Topluluğu
      • Garipçiler (1. Yeni)
      • Halk Edebiyatı
      • İkinci Yeniciler
      • Milli Edebiyat
      • Öz (Saf) Şiir Dönemi
      • Tanzimat Edebiyatı (1. Dönem)
      • Tanzimat Edebiyatı (2. Dönem)
      • Tekke ve Tasavvuf Edebiyatı
      • Toplumcu Gerçekçi Şiir Dönemi
      • Servet-i Fünun Edebiyatı
    • Yabancı Şairler
    • Rastgele Şiir
    • İletişim
    Şiirhane
    Anasayfa»Fuzuli»Leylâ Vü Mecnûn 2501-2600 Şiiri – Fuzuli

    Leylâ Vü Mecnûn 2501-2600 Şiiri – Fuzuli

    Fuzuli- Fuzuli
    Telegram VKontakte Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email WhatsApp
    Paylaşın
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    Mâtem-zedesen siyeh libâsun
    Kimdür ol nişedür bu yasun

    Derd ü elemün denizi daşdı
    Seylâb-ı belâ başumdan aşdı

    Tîr-i feleğe nişâne oldum
    Tâhûne-i çerhe dâne oldum

    Mâtem-kededür bu gece âlem
    Men bahtı kara bir ehl-i mâtem

    Ne sabr kalupdurur ne ârâm
    Bilmem ki n’olur mana serencâm

    Olmış bu gece tamâm-ı kevkeb
    Âzârum için felekde akreb

    Subh âyînesini reng dutmış
    Feyz-i seheri felek unutmış

    Ey subh senün ne oldı hâlün
    Dem urmağa kalmamış mecâlün

    Gönlün hoş ise tebessüm eyle
    Mihrün var ise terahhum eyle

    Feryâduma hem-dem et horûsı
    Âvâzuma koş sadâ-yı kûsı

    Mürg-i seheri getür zebâna
    Göster dem-i subhdan nişâne

    Çoh ağladı etdi nâle-i zâr
    Derd-i dil-i zârın etdi tekrâr

    Gördi mededine subh yetmez
    Şeb derd-i diline çâre etmez

    Yüz dutdı ana ki feyz-i âmı
    Çekmiş bu medâra subh u şâmı

    Râz-ı dil-i zârın etdi izhâr
    K’ey vâkıf-ı hâl ü ârif-i zâr

    Yohdur gam ü derdüme nihâyet
    Gamdan kime eyleyem şikâyet

    Gam bî-had ü men besî zaîfem
    Men beyle gama haçan harîfem

    Ya ver mana mihnetümce tâkat
    Ya tâkatum olduğınca mihnet

    Ger câme-i sabrum eylesem çâk
    Hükmün yolu görinür hatar-nâk

    V’er gönlüme versem istimâlet
    Tâkatçe değül gam ü melâlet

    Nâmûsdan eylesem cüdâlığ
    Mecnûn ile kılsam âşinâlığ

    Korhum bu ki ismet ola pâ-mâl
    Fermâna muvâfık olmaya hâl

    Kılsam bu havâda hıfz-ı nâmûs
    Ma‘mûre-i vaslum ola mahrûs

    Korhum bu ki dûd-ı âh-ı Mecnûn
    Ahvâlümi eyleye diğer-gûn

    Sâdıklarun âhı mu‘teberdür
    Andan hazer etmemek hatardur

    Ol eyle bu beyle n’eyleyem vây
    Bilmen men-i âcize nedür rây

    Yâ Rab mütehayyirem men-i zâr
    Mihnetlere olmışem giriftâr

    Ser-menzil-i emne râh bilmen
    Senden özge penâh bilmen

    Gör bâde-i gaflet ile medhûş
    Kıl perde-i lutfunı hatâ-pûş

    Derler ki sitem-resîde Mecnûn
    Olmış men-i mübtelâya meftûn

    Men bî-ser ü pâ ana ne lâyık
    Kim hüsnüme kimse ola âşık

    Bir zerre-i hâr ü hâk-sârem
    Gerd-i reh ü hâk-i reh-güzârem

    Rûhum ki bedendedür senündür
    Her neş’e ki mendedür senündür

    Gencîne-i hüsnüne emînem
    Sensen sebebüm ki nâzenînem

    Yâ Rab meded et ki bu emânet
    Mahfûz ola tâ dem-i kıyâmet

    Tâ kurbe teveccüh etdüğüm çağ
    Alnum açuğ ola vü yüzüm ağ

    Münâcaat

    Yâ Rab kemâl-i bâr-geh-i Kibriyâ hakı
    Ya‘nî fürûğ-ı nûr-ı ruh-ı Mustafâ hakı

    Kıl garka bahr-ı aşka vücûdum sefînesin
    Fermân-ı Hızra Mûsî eden iktidâ hakı

    Subh-i visâle eyle bedel şâm-ı hecrümi
    Subhun demindeki nefes-i dil-küşâ hakı

    Derd ü belâmı râh-ı mahabbetde kılma kem
    Râh-ı mahabbetündeki derd ü belâ hakı

    Ehl-i dalâletem mana göster hidâyetün
    İhdâ-yı râh-ı râst kılan reh-nümâ hakı

    Endûh ü derde gönlümi sâhib- tahammül et
    Derde tahammül eyleyen ehl-i rızâ hakı

    İhlâsum et duâya Fuzûlî kimi dürüst
    Dergâhda icâbete lâyık duâ hakı

    Tamâmî-i sühan

    Acz ile duâ kılurdı ol mâh
    İzhâr-ı niyâz edüp ki nâgâh

    Çekdi ceresü’r-rahîl âvâz
    Resm-i hudi etdi sârban sâz

    Göç oldı açıldı bâr-gehler
    Buhtîlere mehd çekdi mehler

    Bir mahmile bindi Leylî-i zâr
    Kûh-ı gamın etdi nâkayâ bâr

    Efgânı edüp ceres ünin pest
    Aşkı meyi etdi nâkanı mest

    Bu Leylînün nâkaya arz-ı râzıdur ve Zebân-ı hâl ile izhâr-ı niyâzıdur

    Çün nâkada gördi neş’e-i hâl
    Kıldı ana hem beyân-ı ahvâl

    K’ey gâliye-mûy ü anberîn-bûy
    Gül-çehre vü hâr-hâr ü hoş-hûy

    Ey başı açuğ ayağı yalın
    Bulmış niçe kez Harem visâlin

    Sevdâ-zede nişedür dimâğun
    Göğsünde nedür bu eski dâğun

    Kimden sana yetdi zulm ü bî-dâd
    Her lahza nedür figân ü feryâd

    Uşşâk tarîkıdur tarîkun
    Ger âşık isen menem refîkun

    Nâlân gam-ı aşk-ı yârdansen
    Sen dahi bizüm katârdansen

    Men kimi yoh elde ihtiyârun
    Bir özge elindedür mehârun

    Çün düşdi senünle ittifâkum
    Rahm eyle mana gör iştiyâkum

    Lutf eyle binâ-yı kâr-ı hayr et
    Mecnûnum olan diyâra seyr et

    Bu şîfteni yetür ol aya
    Bu derdi yetişdür ol devâya

    Nâgâh ederken oldı bî-hûş
    Mutlak özin eyledi ferâmûş

    Bî-hûşlığında düşdi ol nûr
    Hem-râhı olan gürûhdan dûr

    Ol nev’ idi zulmet-i şeb-i târ
    Kim olmadı sârbân haberdâr

    Çün geldi özine ol perî-veş
    Oldı bu kaziyyeden müşevveş

    Göz açdı özini gördi itmiş
    Hem-râhı bırahmış anı getmiş

    Derd üzre muzâaf oldı derdi
    Depretdi heyûn-ı reh-neverdi

    Çoh cehd ile eyledi tek u pû
    Çoh yol arayup yöğürdi her sû

    Ne râh ne râh-ber bulındı
    Ne kâfileden eser bulındı

    Tenhâ yürür oldı ol semen-ber
    Zulmetde misâl-i mâh-ı enver

    Çün seyr-i felekde leylî-i mâh
    Şeb kâfilesin itürdi nâgâh

    Leylî sıfatında gün çıhup ferd
    Cemmâzeye çekdi mahmil- i zerd

    Düşdi güzer ol semen-izâra
    Mecnûn-ı hazîn olan diyâra

    Her yan nigerân gezerdi ol mâh
    Bir şahs-ı hazîn görindi nâgâh

    Sormağa alâme-i menâzil
    Ol şahs-ı hazîne oldı mâil

    Lutf ile tekellüm etdi âğâz
    Kimsen deyüben yetürdi âvâz

    Baş kaldırup ol esîr-i mahzûn
    Dönderdi cevab ana ki Mecnûn

    Leylî dedi ey özine mağrûr
    Hâşâ deye ejdehâ sözin mûr

    Hâşâ deye zâğ bülbülem men
    Yâ lâf ura hâr kim gülem men

    Mecnûn dedi ey dür-i yegâne
    Mecnûna bilür misen nişâne

    Ol şîftenün nedür nişânı
    Gördükde neden bilürsen anı

    Leylî dedi ol perî-likâdur
    Ruhsâr ile kaddi dil-rübâdur

    Sen şîftesen esîr-i mâtem
    Ruhsârı şikeste kâmeti ham

    Sen hârsen ol azîz-i âlem
    Sen bî-ser ü pâsen ol muazzam

    Mecnûn dedi ehl-i aşk olur hâr
    Hüsn ehlinedür safâ sezâ-vâr

    Leylî dedi ey behâne-perdâz
    Kayd-i dil-i zâruma füsûn-sâz

    Peyker dutalum tökildi gamdan
    Yâ kâmetün oldı ham sitemden

    Mecnûnı deyerler ehl-i idrâk
    Eş‘ârı latîf ü lehcesi pâk

    Sende hanı ol edâ-yı dil-sûz
    Eş‘âr ü hikâyet-i dil-efrûz

    Mecnûn dedi ehl-i hâl olur lâl
    Besdür nem-i eşk şâhid-i hâl

    Tertîb-i ibâret ü fesâhat
    Aşk ehlinedür delîl-i râhat

    Râhatden olan menüm kimi dûr
    Ger sâmit ola değül mi ma‘zûr

    Leylî dedi çün sana şeküm var
    Mecnûn isen eyle hâlün izhâr

    Leylîni seversen eyle bünyâd
    Bir şi‘r ü geçen zamânum et yâd

    Mecnûn-ı hazîn eşitdi sevgend
    Gördi anı şi‘re ârzû-mend

    Tafsîl-i gamına verdi icmâl
    Kıldı ana arz-ı sûret-i hâl

    K’ey sebze-i derdüme veren âb
    Ser-rişte-i râzdan açan tâb

    Sorma nişe geçdi rûzgârun
    Aşk içre ne oldı hâl-i zârun

    Dildâr gamın mı söyleyem âh
    Ya pend-i muhibb ü ta‘n-ı bed-hâh

    Çekdüm niçe gün cefâ-yı mekteb
    Her rûz meşakkat ile tâ şeb

    Âhir ki çoh oldı ta‘n-ı ağyâr
    Ayrıldı men-i şikesteden yâr

    Fâş oldı çü âleme fesânem
    Tedbîrüme düşdi atam anem

    Fuzuli şiirleri Leylâ Vü Mecnûn 2501-2600 Şiiri - Fuzuli Leylâ Vü Mecnûn 2501-2600 Şiiri - Fuzuli şiiri
    Paylaşın Telegram VKontakte Facebook Twitter Tumblr WhatsApp

    Yazarın Diğer Şiirleri

    Leylâ Vü Mecnûn 701-800 Şiiri – Fuzuli

    Leylâ Vü Mecnûn 601-700 Şiiri – Fuzuli

    Leylâ Vü Mecnûn 501-600 Şiiri – Fuzuli

    Leylâ Vü Mecnûn 401-500 Şiiri – Fuzuli

    Leylâ Vü Mecnûn 301-400 Şiiri – Fuzuli

    Leylâ Vü Mecnûn 2901-3000 Şiiri – Fuzuli

    Bunları da Okuyun

    Kanto XLIV Şiiri – Ahmet Ada

    29 Aralık 2021

    Mavi Şiiri – Ümit Yaşar Oğuzcan

    28 Aralık 2021

    Contrepoint Şiiri – Özdemir Asaf

    29 Aralık 2021

    Kuşları Siktir Et Şiiri – Altay Öktem

    29 Aralık 2021
    Bizi Takip Edin
    • Facebook
    • Twitter
    • Instagram
    Çok Okunanlar
    Neyzen Tevfik

    Kıta Şiiri – Neyzen Tevfik

    Neyzen Tevfik

    Hâdisatı oku her an, o zaman geçti deme; Habil’i Kabil’i sağ belle, basiretle geçin. Asl-ı…

    Çoktan Beri Yollarını Gözlerim 1 Şiiri – Pir Sultan Abdal

    29 Aralık 2021

    Şah-ı Nakşıbend Şiiri – Necip Fazıl Kısakürek

    28 Aralık 2021

    Sevdiğim Kadın Adları Gibi 16/ Işık Şiiri – Akgün Akova

    29 Aralık 2021
    Hakkımızda
    Hakkımızda

    Şiirsiz kalmayın!

    İletişim: [email protected]

    Şiirler

    Şiirin Attıkları Şiiri – Necati Cumalı

    29 Aralık 2021

    Yardan Ayrıldım Şiiri – Karacaoğlan

    29 Aralık 2021

    İhtiyaç Şiiri – A. Kadir (Abdülkadir Meriçboyu)

    29 Aralık 2021
    Etiketler
    Abdurrahim Karakoç şiirleri Ruhsati şiirleri Karacaoğlan şiirleri Agah şiirleri Aziz Mahmud Hüdayi şiirleri Necip Fazıl Kısakürek şiirleri Ahmet Selçuk İlkan şiirleri Pir Sultan Abdal şiirleri
    Facebook Twitter Instagram
    • Anasayfa
    • İletişim
    © 2025 Şiirhane.
    Tüm hakları edebiyatın birbirinden kıymetli şairlerine aittir.

    Aradığınız şair veya şiirden birkaç kelime yazın.