Bunları da Okuyun

    Alaturka Şiiri – Melih Cevdet Anday

    29 Aralık 2021

    İki Şey Şiiri – Cemal Süreya

    29 Aralık 2021

    Batık Gemi Şiiri – Ümit Yaşar Oğuzcan

    28 Aralık 2021

    Bir Orman Şiiri – İlhan Berk

    29 Aralık 2021

    Baktım Selvi Bağı Susmuş Şiiri – Ercişli Emrah

    29 Aralık 2021

    Fenerli Sokak Şiiri – Ahmet Selçuk İlkan

    28 Aralık 2021

    Hükm-i Şeriatça Fakir Ü Mazlum Şiiri – Seyrani

    29 Aralık 2021

    Karınca Şiiri – Robert Desnos

    29 Aralık 2021

    Atlıkarınca Şiiri – Ahmet Muhip Dıranas

    29 Aralık 2021

    Hicret Şiiri – Orhan Veli Kanık

    29 Aralık 2021
    Facebook Twitter Instagram
    Facebook Twitter Instagram
    Şiirhane
    • Anasayfa
    • Dönemler
      • Cumhuriyet Dönemi
      • Yedi Meşaleciler
      • Fecr-i Ati Topluluğu
      • Garipçiler (1. Yeni)
      • Halk Edebiyatı
      • İkinci Yeniciler
      • Milli Edebiyat
      • Öz (Saf) Şiir Dönemi
      • Tanzimat Edebiyatı (1. Dönem)
      • Tanzimat Edebiyatı (2. Dönem)
      • Tekke ve Tasavvuf Edebiyatı
      • Toplumcu Gerçekçi Şiir Dönemi
      • Servet-i Fünun Edebiyatı
    • Yabancı Şairler
    • Rastgele Şiir
    • İletişim
    Şiirhane
    Anasayfa»Cezmi Ersöz»Hayallerini Yak Evi Isıt / Seninle bütün hayatını aldatan hayalet Şiiri – Cezmi Ersöz

    Hayallerini Yak Evi Isıt / Seninle bütün hayatını aldatan hayalet Şiiri – Cezmi Ersöz

    Cezmi Ersöz- Cezmi Ersöz
    Telegram VKontakte Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email WhatsApp
    Paylaşın
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    Tek başına bir odada kalıyordun.
    Odanın duvarları baştan başa camdı.
    Baştan başa sımsıcak ruhtu…

    Odanın ortasında çırılçıplaktın. Bir sandalyede oturuyordun.
    Odan ılık, tanıdık, hiç kesilmeyen bir rüyanın ortasında salınıyordu.
    Yüzünden dünyadaki bütün zamanlar geçiyordu.
    Yüzündeki bütün zamanları özlüyordum…
    Yüzünün bütün zamanlarının dışındaydım.

    Odanda tek başınaydın, ama o büyüsünü, o derinliğini yaşamayı çok arzulasam da, yine de nerede olduğunu bilmediğim dünyaya senden gidiliyordu… Senin gözlerinden görülüyordu… Senin gözlerinden görülüyordu benim sonsuz düşüm… Sonsuz kayıplığım… Varlığımın bir parçası sana gitmiş, bir parçası bende kalmıştı. Varlığımın sende olan parçası seninle gerçek dünyaya, başka ruhlara, öteki hayatlara gidiyordu…

    Beni içeri, odana, yanına almamıştın.

    Varlığımın en sahici, en cesur, en erdemli yanı içerde, seninle kalmıştı, seninle gitmişti öteki hayatlara, başka ruhlara…

    Böyle başlamıştı o büyük dışlanmam.

    Ömrüm odanın kapısında, beni içeri çağırmanı beklemekle geçmişti…

    Yaşamadım diyemem, yaşadım.

    Sevgilerim oldu. Başarılar kazandım. Misafirler geldi evlerime… Çılgın, başıboş, şımarık, ihtiras dolu yaz akşamlarım oldu… Sevgi dolu mektupları aldım. Telgraflar, çağrılar… Yolculuklara çıktım. Beni karşılayanlara el salladım sevinçle, içim kamaşarak… İştahlıydım. Arzularım hiç dinmeyecek gibiydi… Doğum günlerimde pastamı keserken herkese ve kendime hak ettiğimizden daha çok şans diledim hep…

    Ama yine de unutamazdım senin kapında bekletildiğimi, beni içeri almadığını, varlığımın en anlamlı, en sahici parçasının sende kaldığını, o ikiye bölünmüşlüğümün derin sızısını unutamazdım, bunun yıllarca süreceğini ve de hiç dinmeyeceğini…

    Bazı geceler penceremi açar derin nefesler alırdım. Nefes alırken gücümü daha da artırsın, acılarımı bana unuttursun diye Tanrı’ya yaranmak geçerdi aklımdan.

    Doğanın ayrılmaz bir parçasıydı odan. Odan doğadaki o en ağırbaşlı cinayetlerin ortasında sessizce beklerdi… Daha da ısınırdı sahipsiz ruhlardan yapılmış camları… O camları kırabilsem, sana dokunabilsem, kendimi sana inandırabilsem kainatın bütün şefkati, bütün sevgisi içime akacaktı, biliyorum…

    Yaşarken hiç tatmadığım bu duygu elimi uzatsam dokunabileceğim kadar yakındı sanki. Ama neden bu kadar uzaktaydı, hiç anlayamıyordum… Bilmek çözer sanıyordum bu muammayı… Bu uzaklığa çalışırsam beni içeri alırsın diye düşünüyordum…

    Çünkü yaşadığım şehirlerden en umutsuz durumlardan büyük vaatler, büyük sürprizler çıkarıyorlardı karşıma insanlar… Sanki insanlar o büyük kayboluşlarını unutturmak için bir arada yaşıyorlardı…

    Ben de o insanlardan biriydim ve bir gün kapını açıp beni içeri alacağını, bir gün beni gerçekten seveceğini sanıyordum…

    Bu yüzden dünyadaki hiçbir şey üzerinde dikkatimi yoğunlaştıramıyordum. Bu hayatta hiçbir şeyi tam yapamıyordum. Görenler kendimden intikam alıyorum sanıyorlardı…

    Sonsuz bir ertelemeydi hayatım.

    Aslında bu bir gecikmişlik değildi. Hayattan istifa etmek de değildi. Hem sen olmadan nereye gidebilirdim ki? Ben senden uzaklaştığımda gecikmiş olurdum her şeye, seni sevmekten vazgeçtiğimde intikam almış olurdum her şeyden, seni sevmekten vazgeçtiğimde intikam almış olurdum kendimden…

    Uzağa, istediğim uzaklara gitme şansım ancak yanında olursam mümkündü. Çünkü ne zaman içime baksam yüzünden geçen bütün zamanları, bütün özleyişleri, yüzünden gerçek dünyaya açılan yolları, başka ve öteki hayatları görüyordum… Yüzünde varlığımın sende kalan parçasını görüyordum. Böyle zamanlarda yüzünde, acıyla gölgelense de bağışlayan bir gülümseme olurdu. Ve bu gülümseme senin beni bir gün içindeki varlığımla buluşturacağını hissettirdi…

    İşte o zaman bu sürgün bitecekti…

    İşte o zaman yaşadığım bütün endişeler, bu suçluluk, değersizlik duyguları, bu korkular, bu günaşırı intiharlar bitecekti…

    Bunu bile bile yaşamak nedir bilir misin? …

    Geri döneceğini bile bile tanımadığın, sana hep yabancı yollara düşmek…

    Karşına çıkan herkeste seni aramak… Seni hatırlattığı için birine âşık olduğunu sanmak… Sen olmadığını bile bile, bütün hayatını bu ilişkiye adamak için çırpınıp durmak…

    Bunu bile bile yaşamak nedir bilir misin? …

    Düşünsene, ben seninle düşlerimi, heyecanlarımı, çocukluğumu, acılarımı aldattım…

    Seni unuturum diye yaşamaya başladığım her aşkı, ben yine seninle aldattım…

    Sen beni içine almadığından beri yıllardır ben seninle kendimi aldattım…

    Bir tek seni sevdiğim doğruydu… Ve bu doğru yüzünden hayatım yalana battı…

    Sen beni dışladığından beri beni sevenlere bir hayalet hediye ettin…

    Tepeden tırnağa aşka, tepeden tırnağa özleme batmış bir hayalet…

    Bu hayaletin içinde beni değil seni gördüler hep. Çoğu bu hayalete dayanamayıp çekip gitti…

    Kimisi senin beni beklettiğin kapıda, beni bekledi. Seni beklemekten yorulur, onunla birlikte çekip giderim diye buralardan…

    Ve ben en çok onların sevgisine inandım. En çok onlara derinden üzüldüm. Ve hep merak ettim, karşılıksız ve onca yıl bir hayaleti nasıl böylesine sevebildiler diye… Dünyanın iyi bir yer olduğuna ve yaşamak için çok sebep bulunduğuna bu insanların bir hayalete duydukları o akılalmaz, o sonsuz sevgileri yüzünden bir kez daha inandım…

    Seni unutmak için başladığı her aşkı yine seninle aldatan bir hayalete…

    Seninle kendini, bütün hayatını, düşlerini, çocukluğunu, yaşadığı bütün acıları aldatan bir hayalete…

    Bir tek sana duyduğu sevgisi doğru olan, bu yüzden bütün hayatı büyük bir yalan olan hayalete…

    Cezmi Ersöz şiirleri Hayallerini Yak Evi Isıt / Seninle bütün hayatını aldatan hayalet Şiiri - Cezmi Ersöz Hayallerini Yak Evi Isıt / Seninle bütün hayatını aldatan hayalet Şiiri - Cezmi Ersöz şiiri
    Paylaşın Telegram VKontakte Facebook Twitter Tumblr WhatsApp

    Yazarın Diğer Şiirleri

    Otobüsümüz Yolun Kenarında Öylece Duruyordu Şiiri – Cezmi Ersöz

    Bir Hayalet Şiiri – Cezmi Ersöz

    Yedek Sevgili Şiiri – Cezmi Ersöz

    Soru İşareti Şiiri – Cezmi Ersöz

    Vazgeçmedim Şiiri – Cezmi Ersöz

    Son Yüzler / Varoluşçu Boyacı Şiiri – Cezmi Ersöz

    Bunları da Okuyun

    İşgal Altında Şiiri – A. Hicri İzgören

    29 Aralık 2021

    Yitik Şiiri – Ümit Yaşar Oğuzcan

    28 Aralık 2021

    Sesin Rengi Şiiri – Özdemir Asaf

    29 Aralık 2021

    Saçıma Dokunma Şiiri – Akif Kurtuluş

    29 Aralık 2021
    Bizi Takip Edin
    • Facebook
    • Twitter
    • Instagram
    Çok Okunanlar
    Kul Himmet

    Bir Talip De Kalkıp Pîre Varmazsa Şiiri – Kul Himmet

    Kul Himmet

    Bir talip de kalkıp pîre varmazsa Ali’nin yolundan bezmiş gibidir Eksiğin el’alıp dara durmazsa İblis…

    Yuvarlağın Köşeleri-Sözcüklerle-Etika-Birinci Bölüm-33 Şiiri – Özdemir Asaf

    29 Aralık 2021

    Ulukışla’da Saat Beş Şiiri – Ahmet Oktay

    29 Aralık 2021

    Cümle Alem Terkin Urup Şiiri – Yunus Emre

    29 Aralık 2021
    Hakkımızda
    Hakkımızda

    Şiirsiz kalmayın!

    İletişim: [email protected]

    Şiirler

    Sen Sahi Lokman’a Benzersin Turnam Şiiri – Aşık İsmail Daimi

    29 Aralık 2021

    83 Nolu Rubai Şiiri – Ömer Hayyam

    28 Aralık 2021

    Sis Şiiri – Akgün Akova

    29 Aralık 2021
    Etiketler
    Abdurrahim Karakoç şiirleri Aziz Mahmud Hüdayi şiirleri Karacaoğlan şiirleri Pir Sultan Abdal şiirleri Ahmet Selçuk İlkan şiirleri Ruhsati şiirleri Agah şiirleri Necip Fazıl Kısakürek şiirleri
    Facebook Twitter Instagram
    • Anasayfa
    • İletişim
    © 2025 Şiirhane.
    Tüm hakları edebiyatın birbirinden kıymetli şairlerine aittir.

    Aradığınız şair veya şiirden birkaç kelime yazın.