Kendini yalanlayan gölge zamanlardan
düşman kiracılarımla geldim.
Ruhumda iskeletim uğulduyordu
terk edilmiş bir köprü gibi
inançsızlıktan,
‘ailede ölmek’ maskesiyle geldim.
Oysa masum sayardı kendini o
bencilliğin alevinde ısınır,
düş saatlerinde misafirdi.
Kutsal sırrım diye
sahipsiz lanetimi fısıldayınca kulağına
gözyaşlarım boyandı
kayboluşunun sahici renkleriyle.
Artık düşleri düşman ona
masumiyeti zehirliyor bencilliğini
Tenine kazıdığım inançsızlık saatleriyle
sürgün kendi odasında
Şaşkın yüreğinin hatırası
şehirde oynattığım tek gecelik bir film şimdi…