Bunları da Okuyun

    Şehrin Kalbi Şiiri – Necip Fazıl Kısakürek

    28 Aralık 2021

    Terkib-i Bend -V- Şiiri – Ziya Paşa

    29 Aralık 2021

    Cem-i Çiçeklerin Hası Şiiri – Pir Sultan Abdal

    29 Aralık 2021

    Yaşam İlahisi Şiiri – Lou Andreas Salome

    29 Aralık 2021

    İki Turnam Gelir Bağdat Elinden Şiiri – Pir Sultan Abdal

    29 Aralık 2021

    Safasına Cefasına Dayandım Şiiri – Pir Sultan Abdal

    29 Aralık 2021

    Âgâz-ı Gazeliyyât 29 Şiiri – Agah

    29 Aralık 2021

    Büyük Sevinç Şiiri – Pablo Neruda

    29 Aralık 2021

    Başınçün Bir Sual Sorayım Sana Şiiri – Aşık Ömer

    29 Aralık 2021

    Aşk Batımı Şiiri – Gonca Özmen

    29 Aralık 2021
    Facebook Twitter Instagram
    Facebook Twitter Instagram
    Şiirhane
    • Anasayfa
    • Dönemler
      • Cumhuriyet Dönemi
      • Yedi Meşaleciler
      • Fecr-i Ati Topluluğu
      • Garipçiler (1. Yeni)
      • Halk Edebiyatı
      • İkinci Yeniciler
      • Milli Edebiyat
      • Öz (Saf) Şiir Dönemi
      • Tanzimat Edebiyatı (1. Dönem)
      • Tanzimat Edebiyatı (2. Dönem)
      • Tekke ve Tasavvuf Edebiyatı
      • Toplumcu Gerçekçi Şiir Dönemi
      • Servet-i Fünun Edebiyatı
    • Yabancı Şairler
    • Rastgele Şiir
    • İletişim
    Şiirhane
    Anasayfa»Mehmet Akif Ersoy»Bülbül Şiiri – Mehmet Akif Ersoy

    Bülbül Şiiri – Mehmet Akif Ersoy

    Mehmet Akif Ersoy- Mehmet Akif Ersoy
    Telegram VKontakte Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email WhatsApp
    Paylaşın
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    — Basri Bey oğlumuza —

    Bütün dünyâya küskündüm, dün akşam pek bunalmıştım;
    Nihâyet, bir zaman kırlarda gezmiş, köyde kalmıştım.
    Şehirden kaçmak isterken sular zâten kararmıştı;
    Pek ıssız bir karanlık sonradan vâdîyi sarmıştı.
    Işık yok, yolcu yok, ses yok, bütün hilkat kesilmiş lâl…
    Bu istiğrâkı tek bir nefha olsun etmiyor ihlâl.
    Muhîtin hâli «insâniyyet»in timsâlidir, sandım;
    Dönüp mâzîye tırmandım, ne hicranlar, neler andım!
    Taşarken haşrolup beynimden artık bin müselsel yâd,
    Zalâmın sînesinden fışkıran memdûd bir feryâd,
    O müstağrak, o durgun vecdi nâgâh öyle coşturdu:
    Ki vâdîden bütün, yer yer, eninler çağlayıp durdu.
    Ne muhrik nağmeler, yâ Rab, ne mevcâmevc demlerdi:
    Ağaçlar, taşlar ürpermişti, gûyâ Sûr-i Mahşer’di!

    — Eşin var, âşiyânın var, bahârın var, ki beklerdin;
    Kıyâmetler koparmak neydi, ey bülbül, nedir derdin?
    O zümrüd tahta kondun, bir semâvî saltanat kurdun;
    Cihânın yurdu hep çiğnense, çiğnenmez senin yurdun.
    Bugün bir yemyeşil vâdî, yarın bir kıpkızıl gülşen,
    Gezersin, hânümânın şen, için şen, kâinâtın şen.
    Hazansız bir zemîn isterse, şâyed rûh-i ser-bâzın,
    Ufuklar, bu’d-i mutlaklar bütün mahkûm-i pervâzın.
    Değil bir kayda, sığmazsın -kanatlandın mı- eb’âda;
    Hayâtın en muhayyel gâyedir ahrâra dünyâda.
    Neden öyleyse mâtemlerle eyyâmın perîşandır?
    Niçin bir damlacık göğsünde bir umman hurûşandır?
    Hayır, mâtem senin hakkın değil… Mâtem benim hakkım:
    Asırlar var ki, aydınlık nedir, hiç bilmez âfâkım!
    Tesellîden nasîbim yok, hazân ağlar bahârımda;

    Bugün bir hânümansız serserîyim öz diyârımda!
    Ne hüsrandır ki: Şark’ın ben vefâsız, kansız evlâdı,
    Serâpâ Garb’a çiğnettim de çıktım hâk-i ecdâdı!
    Hayâlimden geçerken şimdi, fikrim hercümerc oldu,
    Salâhaddîn-i Eyyûbî’lerin, Fâtih’lerin yurdu.
    Ne zillettir ki: Nâkùs inlesin beyninde Osmân’ın;
    Ezan sussun, fezâlardan silinsin yâdı Mevlâ’nın!
    Ne hicrandır ki: En şevketli bir mâzî serâb olsun;
    O kudretler, o satvetler harâb olsun, türâb olsun!
    Çökük bir kubbe kalsın ma’bedinden Yıldırım Hân’ın;
    Şenâ’atlerle çiğnensin muazzam kabri Orhan’ın!
    Ne haybettir ki: Vahdet-gâhı dînin devrilip, taş taş,
    Sürünsün şimdi milyonlarca me’vâsız kalan dindaş!
    Yıkılmış hânümanlar yerde işkenceyle kıvransın;
    Serilmiş gövdeler, binlerce, yüzbinlerce doğransın!
    Dolaşsın, sonra, İslâm’ın harem-gâhında nâ-mahrem…
    Benim hakkım, sus ey bülbül, senin hakkın değil mâtem!

    Ankara – Tâceddin Dergâhı
    7 Mayıs 1337 (1921)

    Bülbül Şiiri - Mehmet Akif Ersoy Bülbül Şiiri - Mehmet Akif Ersoy şiiri Mehmet Akif Ersoy şiirleri
    Paylaşın Telegram VKontakte Facebook Twitter Tumblr WhatsApp

    Yazarın Diğer Şiirleri

    Geçinme Belası Şiiri – Mehmet Akif Ersoy

    Küfe Şiiri – Mehmet Akif Ersoy

    Hasır Şiiri – Mehmet Akif Ersoy

    Tevhid Yâhud Feryâd Şiiri – Mehmet Akif Ersoy

    Merhum İbrahim Bey Şiiri – Mehmet Akif Ersoy

    Selmâ Şiiri – Mehmet Akif Ersoy

    Bunları da Okuyun

    Seni Saklayacağım Şiiri – Özdemir Asaf

    29 Aralık 2021

    Medresede İsyan II Şiiri – Adnan Özer

    29 Aralık 2021

    Yanılgı Şiiri – Özdemir Asaf

    29 Aralık 2021

    Bağlaç Şiiri – Özdemir Asaf

    29 Aralık 2021
    Bizi Takip Edin
    • Facebook
    • Twitter
    • Instagram
    Çok Okunanlar
    A. Hicri İzgören

    Hüsran Sokağı Şiiri – A. Hicri İzgören

    A. Hicri İzgören

    Sonunda ketum bir tarihe göçebe oldum Adressiz kaldım bu yüzden bir rüzgâr gibi Takıldım hiç…

    Hüsn ü Aşk’tan (Fahriyye-i Şâirâne) Şiiri – Şeyh Galib

    29 Aralık 2021

    Hey Erenler Bir Hayale Uğradım Şiiri – Pir Sultan Abdal

    29 Aralık 2021

    Sonra İşte Yaşlandım Şiiri – Gülten Akın

    29 Aralık 2021
    Hakkımızda
    Hakkımızda

    Şiirsiz kalmayın!

    İletişim: [email protected]

    Şiirler

    Yürü (Başı Al Valalı Sürmeli Gelin) Şiiri – Karacaoğlan

    29 Aralık 2021

    Aldığımı Şiiri – Hekimhanlı Esirî

    29 Aralık 2021

    Ölümlerin Düşündüğü Türkü Şiiri – Afşar Timuçin

    29 Aralık 2021
    Etiketler
    Ruhsati şiirleri Aziz Mahmud Hüdayi şiirleri Pir Sultan Abdal şiirleri Necip Fazıl Kısakürek şiirleri Karacaoğlan şiirleri Abdurrahim Karakoç şiirleri Ahmet Selçuk İlkan şiirleri Agah şiirleri
    Facebook Twitter Instagram
    • Anasayfa
    • İletişim
    © 2025 Şiirhane.
    Tüm hakları edebiyatın birbirinden kıymetli şairlerine aittir.

    Aradığınız şair veya şiirden birkaç kelime yazın.