Bunları da Okuyun

    Ağaç Şiiri – Caner Kara

    20 Mart 2022

    Âgâz-ı Gazeliyyât 197 Şiiri – Agah

    29 Aralık 2021

    Bir Gemim Var Deryaları Dolaşır Şiiri – Ignac Kunos

    29 Aralık 2021

    Ayrılık Kapıyı Çalıyor Şiiri – Ahmet Selçuk İlkan

    28 Aralık 2021

    Dert Beni Şiiri – Pir Sultan Abdal

    29 Aralık 2021

    Sakal Seni Güzel İçin Taşırım Şiiri – Aşık İhsani

    29 Aralık 2021

    Yeni Gelin Şiiri – Cahit Külebi

    29 Aralık 2021

    Her Türlü Nesneye Aşıksın Gönül Şiiri – Aşık Veysel Şatıroğlu

    29 Aralık 2021

    Mahallede Bomba Patlıyor Şiiri – Didem Madak

    29 Aralık 2021

    Loreley Şiiri – Guillaume Apollinaire

    29 Aralık 2021
    Facebook Twitter Instagram
    Facebook Twitter Instagram
    Şiirhane
    • Anasayfa
    • Dönemler
      • Cumhuriyet Dönemi
      • Yedi Meşaleciler
      • Fecr-i Ati Topluluğu
      • Garipçiler (1. Yeni)
      • Halk Edebiyatı
      • İkinci Yeniciler
      • Milli Edebiyat
      • Öz (Saf) Şiir Dönemi
      • Tanzimat Edebiyatı (1. Dönem)
      • Tanzimat Edebiyatı (2. Dönem)
      • Tekke ve Tasavvuf Edebiyatı
      • Toplumcu Gerçekçi Şiir Dönemi
      • Servet-i Fünun Edebiyatı
    • Yabancı Şairler
    • Rastgele Şiir
    • İletişim
    Şiirhane
    Anasayfa»Mehmet Akif Ersoy»Seyfi Baba Şiiri – Mehmet Akif Ersoy

    Seyfi Baba Şiiri – Mehmet Akif Ersoy

    Mehmet Akif Ersoy- Mehmet Akif Ersoy
    Telegram VKontakte Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email WhatsApp
    Paylaşın
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    Geçen akşam eve geldim. Dediler:
    – Seyfi Baba
    Hastalanmış, yatıyormuş.
    – Nesi varmış acaba?
    – Bilmeyiz, oğlu haber verdi geçerken bu sabah.
    – Keşki ben evde olaydım… Esef ettim, vah vah!
    Bir fener yok mu, verin… Nerde sopam? Kız çabuk ol!
    Gecikirsem kalırım beklemeyin… Zîrâ yol
    Hem uzun, hem de bataktır…
    – Daha a’lâ, kalınız
    Teyzeniz geldi, bu akşam, değiliz biz yalınız.
    Sopa sağ elde, kırık camlı fener sol elde;
    Boşanan yağmur iliklerde, çamur tâ belde.
    Hani, çoktan gömülen kaldırımın, hortlayarak;
    ‘Gel! ‘ diyen taşları kurtarmasa, insan batacak.
    Saksağanlar gibi sektikçe birinden birine,
    Boğuyordum! müteveffâyı bütün âferine.
    Sormayın derdimi, bitmez mi o taşlar, giderek,
    Düştü artık bize göllerde pekâlâ yüzmek!
    Yakamozlar saçarak her tarafından fenerim,
    Çifte sandal, yüzüyorduk, o yüzer, ben yüzerim!
    Çok mu yüzdük bilemem, toprağı bulduk neyse;
    Fenerim başladı etrâfını tektük hisse.
    Vâkıâ ben de yoruldum, o fakat pek yorgun…
    Bakıyordum daha mahmurluğu üstünde onun:
    Kâh olur, kör gibi çarpar sıvasız bir duvara;
    Kâh olur, mürde şuâ’âtı düşer bir mezara;
    Kâh bir sakfı çökük hânenin altında koşar;
    Kâh bir ma’bed-i fersûdenin üstünden aşar;
    Vakt olur pek sapa yerlerde, bakarsın, dolaşır;
    Sonra en korkulu eşhâsa çekinmez, sataşır;
    Gecenin sütre-i yeldâsını çekmiş, uryan,
    Sokulup bir saçağın altına gûyâ uyuyan
    Hânüman yoksulu binlerce sefilân-ı beşer;
    Sesi dinmiş yuvalar, hâke serilmiş evler;
    Kocasından boşanan bir sürü bîçâre karı;
    O kopan râbıtanın, darmadağın yavruları;
    Zulmetin, yer yer, içinden kabaran mezbeleler:
    Evi sırtında, sokaklarda gezen âileler!
    Gece rehzen, sabah olmaz mı bakarsın, sâil!
    Serserî, derbeder, âvâre, harâmî, kaatil…
    Böyle kaç manzara gördüyse bizim kör kandil
    Bana göstermeli bir kerre… Niçin? Belli değil!
    Ya o bîçâre de râhmet suyu nûş eyliyerek,
    Hatm-i enfâs edivermez mi hemen ‘cız! ‘ diyerek?
    O zaman sâmi’anın, lâmisenin sevkıyle
    Yürüyen körlere döndüm, o ne dehşetti hele!
    Sopam artık bana hem göz, hem ayak, hem eldi…
    Ne yalan söyliyeyim kalbime haşyet geldi.
    Hele yâ Rabbi şükür, karşıdan üç tâne fener
    Geçiyor… Sapmıyarak doğru yürürlerse eğer,
    Giderim arkalarından… Yolu buldum zâten.
    Yolu buldum, diyorum, gelmiş iken hâlâ ben!
    İşte karşımda bizim yâr-ı kadîmin yurdu.
    Bakalım var mı ışık? Yoksa muhakkak uyudu.
    Kapının orta yerinden ucu değnekli bir ip
    Sarkıtılmış olacak, bir onu bulsam da çekip
    Açıversem… İyi amma kapı zâten aralık…
    Gâlibâ bir çıkan olmuş… Neme lâzım, artık
    Girerim ben diyerek kendimi attım içeri,
    Ayağımdan çıkarıp lâstiği geçtim ileri.
    Sağa döndüm, azıcık gitmeden üç beş basamak
    Merdiven geldi ki zorcaydı biraz tırmanmak!
    Sola döndüm, odanın eski şayak perdesini,
    Aralarken kulağım duydu fakîrin sesini:
    – Nerde kaldın? Beni hiç yoklamadın evlâdım!
    Haklısın, bende kabâhat ki haber yollamadım.
    Bilirim çoktur işin, sonra bizim yol pek uzun…
    Hele dinlen azıcık anlaşılan yorgunsun.
    Bereket versin ateş koydu demin komşu kadın…
    Üşüyorsan eşiver mangalı, eş eş de ısın.
    Odanın loşluğu kasvet veriyor pek, baktım
    Şu fener yansa, deyip bir kutu kibrit çaktım.
    Hele son kibriti tuttum da yakından yüzüne,
    Sürme çekmiş gibi nûr indi mumun kör gözüne!
    O zaman nîm açılıp perde-i zulmet, nâgâh,
    Gördü bir sahne-i üryân-ı sefâlet ki nigâh,
    Şâir olsam yine tasvîri otur bence muhâl:
    O perîşanlığı derpîş edemez çünkü hayâl!
    Çekerek dizlerinin üstüne bir eski aba,
    Sürünüp mangala yaklaştı bizim Seyfı Baba.
    – Ihlamur verdi demin komşu… Bulaydık, şunu, bir…
    – Sen otur, ben ararım…
    – Olsa içerdik, iyidir…
    Aha buldum, aramak istemez oğlum, gitme…
    Ben de bir karnı geniş cezve geçirdim elime,
    Başladım kaynatarak vemeye fincan fincan,
    Azıcık geldi bizim ihtiyarın benzine kan.
    – Şimdi anlat bakalım, neydi senin hastalığın?
    Nezle oldun sanırım, çünkü bu kış pek salgın.
    – Mehmed Ağ’nın evi akmış. Onu aktarmak için
    Dama çıktım, soğuk aldım, oluyor on beş gün.
    Ne işin var kiremitlerde a sersem desene!
    İhtiyarlık mı nedir, şaşkınım oğlum bu sene.
    Hadi aktamıyayım… Kim getirir ekmeğimi?
    Oturup kör gibi, nâmerde el açmak iyi mi?
    Kim kazanmazsa bu dünyâda bir ekmek parası:
    Dostunun yüz karası; düşmanının maskarası!
    Yoksa yetmiş beşi geçmiş bir adam iç yapamaz;
    Ona ancak yapacak: Beş vakit abdestle namaz.
    Hastalandım, bakacak kimseciğim yok; Osman
    Gece gündüz koşuyor iş diye, bilmem ne zaman
    Eli ekmek tutacak? İşte saat belki de üç
    Görüyorsun daha gelmez… Yalınızlık pek güç.
    Ba’zı bir hafta geçer, uğrayan olmaz yanıma;
    Kimsesizlik bu sefer tak dedi artık canıma!
    – Seni bir terleteyim sımsıkı örtüp bu gece!
    Açılırsın, sanırım, terlemiş olsan iyice.
    İhtiyar terliyedursun gömülüp yorganına…
    Atarak ben de geniş bir kebe mangal yanına,
    Başladım uyku teharrîsine, lâkin ne gezer!
    Sızmışım bir aralık neyse yorulmuş da meğer.
    Ortalık açmış, uyandım. Dedim, artık gideyim,
    Önce amma şu fakîr âdemi memnûn edeyim.
    Bir de baktım ki: Tek onluk bile yokmuş kesede;
    Mühürüm boynunu bükmüş duruyormuş sâde!
    O zaman koptu içimden şu tehassür ebedî:
    Ya hamiyyetsiz olaydım, ya param olsa idi!

    Mehmet Akif Ersoy şiirleri Seyfi Baba Şiiri - Mehmet Akif Ersoy Seyfi Baba Şiiri - Mehmet Akif Ersoy şiiri
    Paylaşın Telegram VKontakte Facebook Twitter Tumblr WhatsApp

    Yazarın Diğer Şiirleri

    Geçinme Belası Şiiri – Mehmet Akif Ersoy

    Küfe Şiiri – Mehmet Akif Ersoy

    Hasır Şiiri – Mehmet Akif Ersoy

    Tevhid Yâhud Feryâd Şiiri – Mehmet Akif Ersoy

    Merhum İbrahim Bey Şiiri – Mehmet Akif Ersoy

    Selmâ Şiiri – Mehmet Akif Ersoy

    Bunları da Okuyun

    Oğul Koşması Şiiri – Ümit Yaşar Oğuzcan

    28 Aralık 2021

    Ölüme Aşk Engeli-2 Şiiri – Adnan Yücel

    29 Aralık 2021

    Sesin Rengi Şiiri – Özdemir Asaf

    29 Aralık 2021

    Yaz Geldi Şiiri – Can Yücel

    28 Aralık 2021
    Bizi Takip Edin
    • Facebook
    • Twitter
    • Instagram
    Çok Okunanlar
    Neyzen Tevfik

    Hoca Şiiri – Neyzen Tevfik

    Neyzen Tevfik

    Değil mi ya bu sütun-ı cehil dinin direği? Oyuklarındaki baykuş fecia köstebeği,Verir başında da emvât-ı…

    Kırma Hatırımı Gül Yüzlüm Şiiri – Mahzuni Şerif

    29 Aralık 2021

    Yalnızlığa Dair Şiiri – Cahit Sıtkı Tarancı

    29 Aralık 2021

    Dalga Şiiri – Cemal Süreya

    29 Aralık 2021
    Hakkımızda
    Hakkımızda

    Şiirsiz kalmayın!

    İletişim: [email protected]

    Şiirler

    Geçerim Şiiri – Neyzen Tevfik

    29 Aralık 2021

    Hapishanede Bir Akşamüstü Şiiri – Faiz Ahmad Faiz

    29 Aralık 2021

    Gezgin Şiiri – Arkadaş Zekai Özger

    29 Aralık 2021
    Etiketler
    Agah şiirleri Pir Sultan Abdal şiirleri Ahmet Selçuk İlkan şiirleri Abdurrahim Karakoç şiirleri Ruhsati şiirleri Karacaoğlan şiirleri Necip Fazıl Kısakürek şiirleri Aziz Mahmud Hüdayi şiirleri
    Facebook Twitter Instagram
    • Anasayfa
    • İletişim
    © 2025 Şiirhane.
    Tüm hakları edebiyatın birbirinden kıymetli şairlerine aittir.

    Aradığınız şair veya şiirden birkaç kelime yazın.