ölümü paylaştıran bir rüyada gülerken
biliyorum, senin de gözlerin sulusepken
hercai resimlere meftûn olurken asır
bir garip uyku gibi sarsıyor kubbeyi sır
baygın kalabalıklar içinde tek başına
giriyorsun hüzünle bu meydan savaşına
kuşan artık sabırlı günlerin kılıcını
pervâsız şimşeklerin evine göm acını
mağara duvarında görünür ruhun yüzü
kafesini kıracak kuşun mavidir gözü
bir rebâbın sesinde uçuşan mestaneler
semâzen bir akşamın insiyâkıyla döner
arzın intiharından uzaklaşır ‘hû’ ile
binlerce vâha ile, binlerce âhû ile