Kalbim hep o hülyâyı anar, baktıkça sana
Teselli buluyorum yüzünde, anlasana
Oysa aldatılıyor tablolar meyhanede
Bir yanda resimleri yakan Eflâkî Dede
Öbür yanda Balıklı Manastırı’nda sinsi
Seni görebilseydi Leonardo da Vinci
Monna Lisa dünyaya elleriyle bakmazdı
Ressamlar istese de, fırça resim yapmazdı
Ölümü sorguluyor bakışların, gülerek
Taşır mı bu azâbı içimde Binbirdirek
Geyikleri ürküten bir cinnettir varlığım
Senin merhâmetine kaldı bahtiyarlığım
Bu ne amansız ateş, bu ne tanımsız ölüm
Bâri fotoğrafında beni reddetme gülüm
Gri bir bulut gibi giyinmişsin zamanı
Balmumu gözlerindir yüreğimin kemanı
Ellerini okşasam, bilmem uyanır mısın
Yanında boyun büken adamı tanır mısın
O adam, siyahlara bürünmüş, bağrı yanık
O adam, bir gül için gece-gündüz uyanık