TAKVİMDE GÜN HENÜZ İŞARETLENMEMİŞ.
Her ay, her gün
açık durur hala.
Bu günlerden biri
işaretlenecek bir çarpıyla.
İŞÇİLER HAYKIRIRLAR EKMEK DİYE.
Tüccarlar bağırırlar pazar diye.
Eskiden işsizler açtı,
şimdi işi olanlar aç.
Artık yeniden başladı çalışmaya
kavuşmuş duran eller:
Yaptıkları gülle.
SOFRADAN ETİ KALDIRANLAR
Öğretiyorlar kanaat etmeyi,
hep bana, hep bana, diyenler
bu kez istiyorlar özveri.
Tıka basa yiyenler
gelecek güzel günlerden
söz ediyorlar açlara.
Uçuruma götürenler ülkeyi
diyorlar, yönetmek çok zor,
sıradan insan yapamaz bu işi.
LİDERLER SÖZ EDİNCE BARIŞTAN
anlar halk
savaşın geldiğini.
Liderler lanetlediğinde savaşı
seferberlik emri yazılmıştır bile.
BAŞTAKİLER DER Kİ: BARIŞ VE SAVAŞ
iki farklı şey.
Oysa rüzgarla fırtına gibidir
onların barışı ve savaşı.
Savaş doğar onların barışından
anasından doğan oğlan gibi,
taşır oğlan anasının
o korkunç yüz çizgilerini.
Öldürür onların savaşları
ne varsabarışlarından
arta kalan.
GECE,
evli çiftler
yatarlar yataklarında.
Bizim tazecikler
yetimler doğuracak.
BAŞTAKİLER DER Kİ: ORDUDA
yoldaşlık hüküm sürer.
Bu işin doğrusu
mutfakta görülür
görülse görülse.
Yüreklerindeki cesaret
belki aynı.
Ama tabaklarındaki yemek
farklı.
Çeviri: A. KADİR – Gülen AKTAŞ