Bunları da Okuyun

    Nereye Şiiri – Fazıl Hüsnü Dağlarca

    29 Aralık 2021

    Gökte Yıldız Şiiri – Hasan Hüseyin Korkmazgil

    29 Aralık 2021

    Kır Atım Meydan Yerinde Şiiri – Köroğlu

    29 Aralık 2021

    Delikanlı Şiiri – Ahmet Ada

    29 Aralık 2021

    Bir Dağ Ben Yüceyim Dese Şiiri – Aşık Sümmani

    29 Aralık 2021

    Sone 120 Şiiri – William Shakespeare

    29 Aralık 2021

    Kinaye Şiiri – Caner Kara

    20 Mart 2022

    Gurbet Şiiri – Necip Fazıl Kısakürek

    28 Aralık 2021

    Ne Olur Bir Şarkıcık Şiiri – Cavidan Tümerkan

    29 Aralık 2021

    Kıyıda Ölüm Şiiri – Ergin Günçe

    29 Aralık 2021
    Facebook Twitter Instagram
    Facebook Twitter Instagram
    Şiirhane
    • Anasayfa
    • Dönemler
      • Cumhuriyet Dönemi
      • Yedi Meşaleciler
      • Fecr-i Ati Topluluğu
      • Garipçiler (1. Yeni)
      • Halk Edebiyatı
      • İkinci Yeniciler
      • Milli Edebiyat
      • Öz (Saf) Şiir Dönemi
      • Tanzimat Edebiyatı (1. Dönem)
      • Tanzimat Edebiyatı (2. Dönem)
      • Tekke ve Tasavvuf Edebiyatı
      • Toplumcu Gerçekçi Şiir Dönemi
      • Servet-i Fünun Edebiyatı
    • Yabancı Şairler
    • Rastgele Şiir
    • İletişim
    Şiirhane
    Anasayfa»Yabancı Şairler»Victor Hugo»Boaz Uykuda Şiiri – Victor Hugo

    Boaz Uykuda Şiiri – Victor Hugo

    Victor Hugo- Victor Hugo
    Telegram VKontakte Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email WhatsApp
    Paylaşın
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    Uzanmış uyumuştu Boaz, iş yorgunu;
    Bütün gün didinmiş durmuştu harmanında;
    Sonra serip her günkü yere yatağını
    Uyumuştu Boaz, ölçeklerin yanında.
    Epeyce tarlası vardı bu ihtiyarın;
    Zengindi, ama hakkı hukuku bilirdi;
    Rengi saftı değirmenindeki suların;
    Cehennem odu değildi ocağındaki.
    Gümüş sakalı Nisan çayına benzerdi;
    Ne hasisti, ne de haset vardı içinde;
    “Mahsustan düşürün de toplasınlar,» derdi
    Ekin devşiren fakir kadınlar görünce.
    Hiçbir vakit ayrılmamıştı doğru yoldan;
    Fukara babasıydı, gönlü pek ganiydi;
    Beyaz harmanisi kadar temiz bir vicdan.
    Halka açık ambarları sebil gibiydi.
    Babacandı, yakınlarına sıdkı vardı;
    İşini bilirdi, eli açık olsa da;
    Kadınlar gençlerden çok ona bakarlardı;
    Gençler güzel ama olgunun hali başka.
    O ki asıına dönmekte olan kişidir,
    Geçer yalan dünyadan ebedî dünyaya;
    Gencin gözündeki ihtiras ateşidir,
    İhtiyarınkinde başka bir nur, bir ziya.
    İşte böyle uyuyordu Boaz, gecede,
    Ekin tınazları birer mâbede benzer;
    Rençberler, üçer beşer, hepsi bir köşede;
    Eski zamanlar, eski günlerdi o günler.
    İsraillilerin başında bir hakim vardı;
    Ömrü çadırlarda geçen adam, toprakta
    Devlerin ayak izini görür, korkardı;
    Toprak tufan sularıyla ıslaktı hâlâ.
    Uyuyordu Boaz, Yakub’un, Yahuda’nın
    Uyuduğu gibi, dalla örtülü üstü;
    Birdenbire başı üzerinde, semanın
    Aralanan kapısından, bir rüya gördü.
    Bu rüyada Boaz’ın karnından bir meşe
    Çıkıp ta mavi göklere yükseliyordu.
    Bu bir nesildi, uzun bir zincir halinde;
    Bir kıral doğuyor, bir tanrı ölüyordu.
    Ve Boaz şöylece mırıldandı içinden:
    “Ben nasıl olur da bu nesle baş olurum?
    İhtiyarım; aşağı yukarı yaş seksen;
    Ne bir karım var dünyada, ne de bir oğlum.
    “Yıllarca koynumda yatan kadın, ey Tanrım
    Benim evimdeydi senin evine gitti;
    Gitti ama gene beraber sayılırım;
    O yarı canlı, bense yarı ölü şimdi.
    «Benden bir nesil doğacak! Nasıl olur bu?
    Nasıl olur da benim çocuklarım olur?
    Genç olsam neyse, çünkü insan genç oldu mu
    Geceden sıyrılan gün zaferle doludur.
    «İhtiyarım, hazan yaprağı gibi kuru;
    Karım yok, yalnızım, bir ayağım çukurda;
    Belim bükülmüş, Tanrım, mezarıma doğru,
    Nasıl eğilirse suya, susuz bir boğa.»
    Böyle söylüyordu rüyada, vecd içinde;
    Boaz, uykulu gözleri önünde Tanrı.
    Ne bilsin çınar gül açtığını dibinde?
    Onun da ayak ucunda bir kadın vardı.
    O öyle uyurken Rut, Moab’lı bir kadın,
    Ayak ucuna uzanmıştı, göğsü üryan;
    Kimbilir ne hayr umuyordu bu adamın,
    Büyük nuru getirecek uyanışından.
    Ne Boaz’ın bu kadından haberi vardı,
    Ne de Rut biliyordu Allah’ın emrini.
    Etrafı otların hafif kokusu sardı,
    Bu fısıltı dalgası Galgala şehrini.
    Muhteşem bir zifafa hazırlıktı gece.
    Herhalde görünmez melekler uçuyordu;
    Çünkü havadan arasıra ve gizlice
    Kanada benzer mavi şeyler geçiyordu.
    Boaz’ın nefesi yosunlar üzerinden
    Akan suların sesine karışıyordu.
    En güzeliydi dünyanın mevsimlerinden;
    Tepelerde beyaz zambaklar açıyordu.
    Rut dalgındı, Boaz uykuda, otlar kara;
    Bir nabızdı sürülerin çıngırak sesi;
    Gökten geniş bir rahmet iniyordu arza;
    Arslanların suya gittiği saatlerdi.
    Jerimadeth ve Urida her şey rahat, sakin;
    Loş semada yıldızlar yanıp sönüyordu;
    Karanlığın çiçekleri içinde narin
    Bir hilal parlıyor ve Rut düşünüyordu.
    Hareketsiz bakıp duvağının altından;
    Hangi Tanrı, ebedi yazın hasadında,
    Giderken fırlatmış atmıştı bu altından
    Orağı bu yıldız dolu gök tarlasına?

    Boaz Uykuda Şiiri - Victor Hugo Boaz Uykuda Şiiri - Victor Hugo şiiri Victor Hugo şiirleri
    Paylaşın Telegram VKontakte Facebook Twitter Tumblr WhatsApp

    Yazarın Diğer Şiirleri

    Sanat Ve Halk Şiiri – Victor Hugo

    Şairin Görevi Şiiri – Victor Hugo

    Güneş Uykuya Yatmış Bu Akşam Bulutlarda Şiiri – Victor Hugo

    Asırların Efsanesi: Bu Kitap Şu Tecellîden Doğdu Şiiri – Victor Hugo

    Ah, Ben Uykudayken Sen Başucuma Gelsen Şiiri – Victor Hugo

    Aşk Ki Sevgili Kızım Şiiri – Victor Hugo

    Bunları da Okuyun

    Ümit Şiiri – Abdullah Tukay

    29 Aralık 2021

    İşgal Altında Şiiri – A. Hicri İzgören

    29 Aralık 2021

    Deliler Allah’ın Casuslarıdır! * Şiiri – Alper Gencer

    29 Aralık 2021

    Yanan Sular Şiiri – Abdurrahim Karakoç

    28 Aralık 2021
    Bizi Takip Edin
    • Facebook
    • Twitter
    • Instagram
    Çok Okunanlar
    Ataol Behramoğlu

    Ellere Gazel Şiiri – Ataol Behramoğlu

    Ataol Behramoğlu

    Sevdiğim eller bir kadının elleridir Sımsıcak dokunuşlarının elleridirDüşlerimi tüy gibi hafifleten Annemin ya da kızımın…

    Biz Ne Ayrılıklar Görmüş Adamız Şiiri – Ahmet Selçuk İlkan

    28 Aralık 2021

    Zehir Şiiri – Necip Fazıl Kısakürek

    28 Aralık 2021

    Kanto XXXIV Şiiri – Ahmet Ada

    29 Aralık 2021
    Hakkımızda
    Hakkımızda

    Şiirsiz kalmayın!

    İletişim: [email protected]

    Şiirler

    Bilmece Şiiri – Ingeborg Bachmann

    29 Aralık 2021

    Külli Vardan Geçmeyince Şiiri – Aşık İsmail Daimi

    29 Aralık 2021

    Arılar Şiiri – Ceyhun Atuf Kansu

    29 Aralık 2021
    Etiketler
    Agah şiirleri Pir Sultan Abdal şiirleri Abdurrahim Karakoç şiirleri Ruhsati şiirleri Karacaoğlan şiirleri Necip Fazıl Kısakürek şiirleri Ahmet Selçuk İlkan şiirleri Aziz Mahmud Hüdayi şiirleri
    Facebook Twitter Instagram
    • Anasayfa
    • İletişim
    © 2025 Şiirhane.
    Tüm hakları edebiyatın birbirinden kıymetli şairlerine aittir.

    Aradığınız şair veya şiirden birkaç kelime yazın.