(1939)
Vatanım, benim vatanım,
Sana yönelttim,
Akar kanımı.
Ben, gözü yaşlı bebek,
Anasına dil döken:
Yalvarırım dur,
Koru,
Bu kör gitarayı,
Bu yitik alnı.
Sana yeryüzünde,
Oğullar bulmak için,
Çıktım;
Ve başuçlarında
Bekleyeyim diye:
Ak pak adın uğruna,
Yer düşenlerin.
Körpe ağacından,
Bir ev kurmak için,
Çıktım;
Ve yaralı yiğitlere,
Yıldızını götüreyim diye.
Sende uyumak istiyorum,
Bu gün de.
Geceni ver bana,
Bin telli geceni;
Yıldızlı ölçünü,
Gemiden geceni.
Gölge değiştirmek istiyorum,
Yurdum,
Gül değiştirmek istiyorum.
Kolumu,
İnce beline dolamak istiyorum.
Ayağının ucuna,
Çökmek istiyorum;
Denizin kireçlediği,
Ayağımın.
Buğdayın.
Bir nitrat çiçeği seçeceğim,
İnce;
Buz gibi bir çandan,
Bir mekik ipliği eğireceğim;
O ıssız dillere destan köpüğünü,
Seyrederken senin:
Güzelliğin için,
Sahillik bir kol öreceğim.
Vatanım:
Gümbür gümbür sular,
Eriyen karla;
Çepeçevre vatanım.
Kükürtle haşır-neşir olur,
Kartal sende.
Mavi yakutlu,
Kakımlı Antartik elinde:
Şıkır şıkır insan
Bir ışık damlasıdır,
Parlar;
Düşman göğü aydınlatan.
Aman ha, ışığına vatan,
Karanlık, korkun. rüzgardan
Koru,
Sürt ümit başağını.
Bu korlu ışığın tümü,
Düştü senin,
Irak topraklarına.
Bu alınyazısını, insanların,
Sırf bir sırlı çiçektir,
Savundurur sana,
Uyuyan Amerika’nın enginliğinde.