Bunları da Okuyun

    Müfredât 172 Şiiri – Aziz Mahmud Hüdayi

    29 Aralık 2021

    Yarına Şiiri – Afşar Timuçin

    29 Aralık 2021

    İçtimaî Şiiri – Neyzen Tevfik

    29 Aralık 2021

    Açık Deniz Şiiri – Yahya Kemal Beyatlı

    28 Aralık 2021

    Çek Elini! Şiiri – Abdurrahim Karakoç

    28 Aralık 2021

    Kıt’alar-rubâiler 24 Şiiri – Aziz Mahmud Hüdayi

    29 Aralık 2021

    Horus Şiiri – Gerard De Nerval

    29 Aralık 2021

    Gölgeler Dünyası Şiiri – Hüseyin Peker

    29 Aralık 2021

    Mal Üstüne Çeşitleme Şiiri – Özdemir Asaf

    29 Aralık 2021

    Mahallemdeki Akşamlar İçin Şiiri – Orhan Veli Kanık

    29 Aralık 2021
    Facebook Twitter Instagram
    Facebook Twitter Instagram
    Şiirhane
    • Anasayfa
    • Dönemler
      • Cumhuriyet Dönemi
      • Yedi Meşaleciler
      • Fecr-i Ati Topluluğu
      • Garipçiler (1. Yeni)
      • Halk Edebiyatı
      • İkinci Yeniciler
      • Milli Edebiyat
      • Öz (Saf) Şiir Dönemi
      • Tanzimat Edebiyatı (1. Dönem)
      • Tanzimat Edebiyatı (2. Dönem)
      • Tekke ve Tasavvuf Edebiyatı
      • Toplumcu Gerçekçi Şiir Dönemi
      • Servet-i Fünun Edebiyatı
    • Yabancı Şairler
    • Rastgele Şiir
    • İletişim
    Şiirhane
    Anasayfa»Yabancı Şairler»Pablo Neruda»Macchu-picchu’nun Dorukları Şiiri – Pablo Neruda

    Macchu-picchu’nun Dorukları Şiiri – Pablo Neruda

    Pablo Neruda- Pablo Neruda
    Telegram VKontakte Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email WhatsApp
    Paylaşın
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    (XI)
    (Seçme)

    Karman çorman tantananın,
    Taş gecenin ortasına,bırak;
    Bırak daldırayım, ellerimi.
    Bırak.
    Unutulmuşun koca yüreği:
    Bir kuş gibi çırpınsın bende,
    Bir kuş gibi,
    Bin yıldır tutsak!
    Ko, bugün unutayım,
    Bu bahtiyarlığı;
    Bu, denizden daha engin olan,
    Çünkü:
    Denizden ve adalardan da
    Engindir insan.
    Çünkü:
    Bir kuyuya düşer gibi,
    Düşmek gerek ona,
    İnsana;
    Batık gerçeklere,
    Sırlı bir su dalına tutunarak,
    Çıkmak için:
    Uçurumdan.

    (XII)

    Çık kardeş,
    Benimle doğmaya gel.

    Ver elini,
    Yayılmış ağrının,
    En derin yerinden.
    Kaya diplerinden,
    Dönecek değilsin,
    Ve yeraltı çağlarından;
    Geri dönmeyecek,
    Taş kesilmiş sesin;
    Ve gözlerin, oyuk gözlerin.
    Yerin dibinden bak bana:
    Sen çiftçi, dokumacı,
    Garip çoban sen;
    Sen, eğitmen
    Guanako’lar (*) eğitmeni
    Sen duvarcı,
    İskelesine güvenemeyen;
    Sen, And dağlarından,
    Gözyaşı getiren;
    Sen,
    Ezik parmaklı mücevherci;
    Sen köylü,
    Ekininin üstüne titreyen;
    Sen,
    Taşının hamuruyla yoğrulmuş
    Çömlekçi;
    Boşaltın,
    Bu yeni hayatın kadehine,
    Eski gömülmüş acılarınızı;
    Kanınızı gösterin bana,
    Saban izinizi bana.

    Burasıydı,
    İşkenceye tutulduğum yer,
    Işık vermiyor diye mücevher;
    Deyin bana.
    Deyin bana,
    Taşın ve tanenin,
    Vaktinde verdiğini.
    Taşı gösterin bana,
    Gömüldüğünüz.
    Ağacı gösterin,
    Çarmıha gerildiğiniz.
    Çakın,
    Eski çakmak taşlarını;
    Yakın,
    Eski lambaları bana;
    Kırbaçları gösterin,
    Kırbaçları;
    Yüzyıllarca,
    Yaralara işlemiş;
    Ve pırıl pırıl,
    Kanlı baltaları bana.
    Ölü ağzınızla,
    Konuşmaya geldim.
    Derleyip toparlayın,
    Tümcek;
    Dil vermez dudaklarınızı,
    Toprağın kıyıcığında.
    Anlatın,
    Bu bitmez geceyi bir bir.
    Nasıl,
    Sizlerle bağlanmıştım ben:
    Zincir zincir,
    Halka halka, adım adım,
    Anlatın ne varsa anlatın.
    Bileyin,
    Saklı bıçaklarınızı;
    Saplayın ellerime,
    Göğsüme saplayın;
    Sarı ışıklı bir nehir gibi,
    Kaplanların gömüldüğü,
    Bir nehir gibi.
    Koyun ki ağlayayım, koyun,
    Koyun ki saatlerce,
    Günlerce, yıllar yılı;
    Koyun ki kör çağlarca,
    Yıldız yüzyıllarınca.

    Sükun verin bana,
    Su verin, ümit verin.

    Kavga verin bana,
    Demir verin, volkanları verin.

    Sarmaş dolaş olun benimle,
    Sevdalılar gibi.

    Damarlarıma seğirtin,
    Koşun ağzıma.

    Dilimle konuşun, kanımla.

    (*) Guanako: Güney Amerika laması.

    Macchu-picchu’nun Dorukları Şiiri - Pablo Neruda Macchu-picchu’nun Dorukları Şiiri - Pablo Neruda şiiri Pablo Neruda şiirleri
    Paylaşın Telegram VKontakte Facebook Twitter Tumblr WhatsApp

    Yazarın Diğer Şiirleri

    Yargıçlar Şiiri – Pablo Neruda

    Uyansın Oduncu Şiiri – Pablo Neruda

    Tembel Şiiri – Pablo Neruda

    Toqui Kaupolikan Şiiri – Pablo Neruda

    Pedro Valdivia’nın Kalbi Şiiri – Pablo Neruda

    Savaşan Toprak Şiiri – Pablo Neruda

    Bunları da Okuyun

    Kanto IX Şiiri – Ahmet Ada

    29 Aralık 2021

    Ağlatır Beni Şiiri – Ahmet Selçuk İlkan

    28 Aralık 2021

    Çocuk Gibi Tiril Tirilliğinle Şiiri – Ataol Behramoğlu

    28 Aralık 2021

    Naçar Kaldığımın Şiiri Şiiri – Talip Apaydın

    29 Aralık 2021
    Bizi Takip Edin
    • Facebook
    • Twitter
    • Instagram
    Çok Okunanlar
    Karacaoğlan

    Kerem Eyle Kara Gözlü Şiiri – Karacaoğlan

    Karacaoğlan

    Kerem eyle kara gözlü Açma bizim sırrımızı Araya fırkat düşürüp Od eyleme yurdumuzuBir birliğe yetüptürüz…

    Kar Şiiri Şiiri – Sezai Karakoç

    29 Aralık 2021

    Kahvaltı Şiiri – Cemal Süreya

    29 Aralık 2021

    Nokta Şiiri – Neyzen Tevfik

    29 Aralık 2021
    Hakkımızda
    Hakkımızda

    Şiirsiz kalmayın!

    İletişim: [email protected]

    Şiirler

    Elişi Şiiri – Sunay Akın

    20 Mart 2022

    Sevdaya Mı Tutuldum? Şiiri – Orhan Veli Kanık

    29 Aralık 2021

    100 Nolu Rubai Şiiri – Ömer Hayyam

    28 Aralık 2021
    Etiketler
    Necip Fazıl Kısakürek şiirleri Ahmet Selçuk İlkan şiirleri Agah şiirleri Ruhsati şiirleri Aziz Mahmud Hüdayi şiirleri Karacaoğlan şiirleri Abdurrahim Karakoç şiirleri Pir Sultan Abdal şiirleri
    Facebook Twitter Instagram
    • Anasayfa
    • İletişim
    © 2025 Şiirhane.
    Tüm hakları edebiyatın birbirinden kıymetli şairlerine aittir.

    Aradığınız şair veya şiirden birkaç kelime yazın.