rahatda dinleyin arkadaşlar
şart mıdır bir çocuğu sevmek için yetim bırakmak
insan ilk kez kendi kanıyla nerde karşılaşırsa orda sordum bunu
orda aşkta susup yataklarda dillenen bir şehir vardı çok uzakta
kış boyu kendi kanizlerinden yürüyerek dünyadan çıkan adamlar
dünyaya biraz daha sokulmak için sahile indim
beşerli üç poşet sudakaydırmataşı aldım bir çingeneden
narindim fırlatırken, yas tuttum suya gömülen her taşa
kiralık bir sesle ağladım, bir balıkçı susuyorum sandı
zariftim mektubunu koyduğu zarfa her pulu beğenmeyen ahali kadar
bir çoğuyla şemsiyelerinin altında tanıştım, yağmur sokağı parçalayarak yağar
ben ‘aşk kararı sayıl’cak! ‘ ritmiyle yürürdüm sokaklarda
bir kaçını da yatakodalarında tanıdım
çirkin miydi iki gövdenin arasından görünmesi bir denizin
sevmedim onları, seviştim fakat aldatmadım
pas koynumda hazır bekleyen hançerin suskunluğunu fırsat bilince
gök, bende bir martının kırık kanatlarından ibaret olmaya başlayınca
aldatmamak da azaltmaz oldu göğüs kafesimdeki sızıyı
intiharı düşünüyorlardı: boş bir tabancada tetik düşürme cesareti
ormana dalıyorlardı: eski ayrılıkları hatırlama hüznü
aşık olmaya çalışıyorlardı: kalbi kanamalı tek ben miyim rahatlığı
bense yüzüm gülsün istiyordum, ama önce yüzüm tutmalıydı güllere
şart mıdır komşularıma sevgimi göstermek için bir yetime el vermek
ilk düellomda silahımı seçerken yanıtlıyorum bunu da
arabayı hazırla oğlum, forsu açma, bu kez nizamiyeden çıkacağız
bu kez metresini kuaföre gönderiyor süsü vermeden