bir saçak altında bileklerine yapışıp söyledim bunları
‘her sabah çiçeklerle, serçelerle resim çektiriyorum
dudaklarına dokunsam yine sular yürür ellerime
yine panayırlar kurarım yüzünde, meddah oynarım
çimlerdeki nar lekerlerinden bulur, gideriz yolumuzu
beyaz izler bırakırız ardımızda beyaz gömleklerimizden’
gecikmiş sözlerdi, tırnaklarımı yiyerek kaçtım uzaklara