Bağda gülden bahseden yanağını kasdeder
Serviden söz açanlar endamını kasdeder
Dilbere vasıl olmak dar-ı dünyadan murad
Aşık aşkın derdi ile dermanını kasdeder
Bu fani dünya için değmez kuru kavgaya
Ecel ki bu dünyanın ziyanını kasdeder
Yıldızlardan yücedir gözyaşı eşiğinde
Bu bulutlar ahımın dumanını kasdeder
Ey Avni beyti bozma bahsi ağyar eyleyip
Şiir o ki sadece cananını kasdeder
Bu fani dünya için değmez kuru kavgaya
Ecel ki bu dünyanın ziyanını kasdeder
Gözümden akan yaş mıdır kan mıdır
Lebun yadına lal-u mercan mıdır
Gönülde ne var ise faş etti göz
Seni sevdiğim yar pinhan mıdır
Gözüm ile derya nice bahseder
Gözüm gibi ol gevher efşan mıdır
Gönül ızdırap ile oldu helak
Gelin görün ol afeti can mıdır
Demiş Avni’ye ben cefa etmezem
Ona cevreden yoksa devran mıdır
Avnî
Kasd: Niyet. Tasavvur. İsteyerek. Niyet ederek.
Dil-ber: (Farsça) Gönül alan, kalbi çeken. Güzel, dilber.
Vâsıl: Ulaşan, erişen, kavuşan. Hakka vâsıl olan.
Dâr: Yer, mekân, konak.
Murad: İstenerek, ümid ederek beklenen. Arzu edilen şey. Gâye. Maksad. Emel.
Ziyan: (Farsça) Zarar, ziyan, kayıp, hasar.
Eşik: Çukur yer(“Gözyaşı eşiğinde”)
Ağyar: Başkaları, yabancılar, eller
Lebun: Sütlü hayvan. Sütü bol olan hayvan.
Yâd: Gönül, hatır. Anma. Hatırda tutma. Zikretme. Hatır, gönül.
Lal: Kırmızı. Al renk. Dudak. Kırmızı ve kıymetli bir süs taşı.
Mercan: Denizde geniş resif meydana getiren ve mercanlar takımının örneği olan hayvan ve bunun kalkerli yatağından çıkarılan çoğu kırmızı renkte ve ince dal şeklinde bir madde(Canlı) .
Faş: Meydana çıkmış. Yayılmış. Anlaşılmış olan.
Pinhan: Gizli, saklı, hafi, mahfi, mestur, müstetir.
Gevher: Elmas, cevher, mücevher. İnci. Bir şeyin künhü ve esası. Hakikat. Özü.
Efşan: Dağıtan, saçan, serpen.
Afet: Belâ. Musibet. Büyük felâket. Dâhiye. Mc: Son derece güzel.
Cefa: Eziyet. Sıkıntı. Zulüm.
Cevir(cevr) : 1.Cefa, eziyet, sıkıntı, üzüntü. Zulüm. 2.Tas: Tarikat adamının ruhen ilerlemesine mâni olan şey.
Devran: Devir, felek, zaman, deveran, dünya.