Bunları da Okuyun

    İç İçe Şiiri – İsmail Uyaroğlu

    29 Aralık 2021

    Ağlama Gözlerim Mevlam Kerimdir Şiiri – Pir Sultan Abdal

    29 Aralık 2021

    Şu Yalan Dünyaya (Dahi Ne) Şiiri – Pir Sultan Abdal

    29 Aralık 2021

    Mecnun’a Dönmüşüm Şiiri – Karacaoğlan

    29 Aralık 2021

    Hitler Savaşının Tarihini Taşıyan Bir Mezar Taşı Şiiri – Bertolt Brecht

    29 Aralık 2021

    Bir Ayrılık Gününde Şiiri – Ümit Yaşar Oğuzcan

    28 Aralık 2021

    Hesaplanmadan Ölü Şiiri – Cahit Zarifoğlu

    29 Aralık 2021

    İlkyaz İçin Türkü Şiiri – Robert Desnos

    29 Aralık 2021

    Dörtlerin Gecesi Şiiri – Adnan Yücel

    29 Aralık 2021

    Sesleniş Şiiri – Hüseyin Nihal Atsız

    29 Aralık 2021
    Facebook Twitter Instagram
    Facebook Twitter Instagram
    Şiirhane
    • Anasayfa
    • Dönemler
      • Cumhuriyet Dönemi
      • Yedi Meşaleciler
      • Fecr-i Ati Topluluğu
      • Garipçiler (1. Yeni)
      • Halk Edebiyatı
      • İkinci Yeniciler
      • Milli Edebiyat
      • Öz (Saf) Şiir Dönemi
      • Tanzimat Edebiyatı (1. Dönem)
      • Tanzimat Edebiyatı (2. Dönem)
      • Tekke ve Tasavvuf Edebiyatı
      • Toplumcu Gerçekçi Şiir Dönemi
      • Servet-i Fünun Edebiyatı
    • Yabancı Şairler
    • Rastgele Şiir
    • İletişim
    Şiirhane
    Anasayfa»Cahit Koytak»Ölümün Estirdiği Düşünceler Şiiri – Cahit Koytak

    Ölümün Estirdiği Düşünceler Şiiri – Cahit Koytak

    Cahit Koytak- Cahit Koytak
    Telegram VKontakte Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email WhatsApp
    Paylaşın
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    I

    İyi şairler vaktinde ölmesini bilirler;
    Büyük şairlerse, hemen her zaman
    Şiirlerinden önce ölürler.

    Aslına bakarsanız, şairler iki kere ölürler,
    Bir kendi ölümleriyle,
    Bir de şiirlerinin ölümüyle.

    Ama bir kere de dirildiler mi,
    Şiirlerinin sayısı kadar dirilirler,
    Okurlarının sayısı kadar dirilirler.

    Bir kuşun, tüylerinin, teleklerinin
    Sayısı kadar çoğalıp, çoğalıp
    Kuş katarına dönüşmesi gibi bir şey, bu.

    12 Haziran 2008

    II

    Bir şeyler öğrenmek için
    Bir ömür harcarsın,
    Tam, öğrendiklerimle, hakikatin
    Boyunu posunu öveyim, derken,
    Bakarsın, senin ‘hakikat’ dediğin haspa
    Huyunu husunu değiştirmiş,
    Koynunda sabahlıyor
    Akçeyi bastıranın.

    12 Haziran 2008

    III

    sanatçı kendine sorar
    kim olmalıyım ki,
    herkesi olmam gerekmesin?

    bilge kendine sorar:
    neyi bilmeliyim ki,
    her şeyi bilmem gerekmesin?

    insan kendine sorar
    neyi düşünmeliyim ki,
    ölümü düşünmem gerekmesin?

    13 Haziran 2008

    IV

    Sevdiklerimiz hakkında bilgi toplarız.
    Ve böyle yaparak nesneleştiririz onları.
    Bilgi, sevdiğini ölü ister.

    Mezardaki karanlık bilgiyle,
    Bilginin kireciyle ağartamazsınız;
    Yanınızda fener götürmeniz gerekir;

    Ama fenerin de orada göstereceği
    Kendi içinizdekilerden farklı değildir:
    Kurtlar, güveler, dişler, tırnaklar, kemikler…

    12 Haziran 2008

    V

    bir gün, göğsümde kitap,
    öyle, okurken öleceğim;

    burnumda bayıltıcı kâğıt kokusu,
    mürekkep kokusu,
    hurufatın içine gömüleceğim.

    kendi küçük hikâyemden süzülüp
    büyük hikâyeye emileceğim.

    13 Haziran 2008

    VI

    bir de şöyle bir sızlanması olabiliyor
    ileri yaşlarda ruhun:

    “ah, zaman yok, zaman yok
    içimdeki kapıları kırmaya,
    sandıkları döküp saçmaya,
    kanıtları yok etmeye,
    kötü anıları yakmaya! “

    13 Haziran 2008

    VII

    bir yağmur yağsa bugün,
    bir yağmur yağsa, bir yağmur!
    ince esmer kadınlar sofalarda
    yüzlerini avuçlayıp, sebepsiz
    ağlasa, ağlasa, ağlasa!

    ölüm de mahviyetten
    kaf dağının arkasına saklansa
    ve unutturmaya baksa
    yapıp ettiklerini!

    13 Haziran 2008

    VIII

    insanlar gider, taşlar kalır,
    taşlar kalır ve konuşur
    insanın insana konuşmadığı kadar.

    13 Haziran 2008

    IX

    – seni tanıdım, kader,
    bak, senin gibi oldum!

    – bunu iltifat mı bileyim, efendimiz?
    gülü sayıklayıp da, dikeni
    kucaklamış olmayasınız, sakın?

    bağrınızdaki kanın rengine kanıp,
    gül size ram oldu
    sanmayasınız sakın?

    14 Haziran 2008

    X

    ölümü düşünmekten yoruldum,
    şimdi ölümü düşünerek dinleniyorum:

    ölümü düşünerek kaybettim;
    ölümü düşünerek kazanmak istiyorum.

    kendini ölümle yüz göz olmanın,
    ölümle kadeh üstüne kadeh tokuşturmanın
    verdiği sarhoşluğa kaptıranın vay haline!

    14 Haziran 2008

    XI

    Matematikçi Kurt Gödel, az konuşan,
    insanlardan kaçan biriymiş.
    öldüğü zaman, ağırlığı yalnızca
    yirmi yedi kilogram gelmişmiş;

    ruhun, sırtına vurup bedeni,
    matematiğin göğünde,
    rakamlar, simgeler arasında
    rahatça kanat çırpabileceği
    ağırlık bu, demek ki.

    ölüm yatağında, merhumun
    küçücük cesedini
    cenin gibi kıvrılmış durumda
    bulmuş yakınları.

    tıpkı, sözcüklere
    ve esritici sorulara gömülüyken
    kendi annesinin karnında
    hissettiği gibi, şairin.

    14 Haziran 2008

    XII

    bir odada tek başına günlerce
    yahut kıyamete kadar mezarda
    sükûn içinde oturmayı öğreten
    ve bunu katlanabilir kılan bilgi…

    işte bir ömür boyu
    aranmaya değer olan!

    14 Haziran 2003

    Cahit Koytak şiirleri Ölümün Estirdiği Düşünceler Şiiri - Cahit Koytak Ölümün Estirdiği Düşünceler Şiiri - Cahit Koytak şiiri
    Paylaşın Telegram VKontakte Facebook Twitter Tumblr WhatsApp

    Yazarın Diğer Şiirleri

    Yüreğim Parmağımın Ucunda Şiiri – Cahit Koytak

    Yüreğe Yapılan Dövme Şiiri – Cahit Koytak

    Yol Arkadaşı Şiiri – Cahit Koytak

    Yalnızlık Kayzer’den Daha Güçlüdür Şiiri – Cahit Koytak

    Viyanalı Ermiş’in İtirafları Şiiri – Cahit Koytak

    Virtüöz Ölüm Şiiri – Cahit Koytak

    Bunları da Okuyun

    Liselim Şiiri – Ahmet Selçuk İlkan

    28 Aralık 2021

    Çetin Hâl Şiiri – Abdullah Tukay

    29 Aralık 2021

    Dalını Unutma Şiiri – Özdemir Asaf

    29 Aralık 2021

    Kendî Kendime Şiiri – Abdullah Tukay

    29 Aralık 2021
    Bizi Takip Edin
    • Facebook
    • Twitter
    • Instagram
    Çok Okunanlar
    Necati Cumalı

    İstanbul Kışa Hazırlanıyor Şiiri – Necati Cumalı

    Necati Cumalı

    Dün, Köprü’nün korkuluğuna dayadım elimi Buz gibi Artık denize bakmak Serinletmiyor içimi Ne çare üşütüyorİşten…

    Hasan’a Mektup – 4 Şiiri – Abdurrahim Karakoç

    28 Aralık 2021

    Diyek Şiiri – Özdemir Asaf

    29 Aralık 2021

    O Bahçeler Şiiri – Necip Fazıl Kısakürek

    28 Aralık 2021
    Hakkımızda
    Hakkımızda

    Şiirsiz kalmayın!

    İletişim: [email protected]

    Şiirler

    Yara Yara İçinde Şiiri – Veysel Çolak

    29 Aralık 2021

    Nezia’ya Şiiri – Johann Wolfgang von Goethe

    29 Aralık 2021

    Âgâz-ı Gazeliyyât 287 Şiiri – Agah

    29 Aralık 2021
    Etiketler
    Necip Fazıl Kısakürek şiirleri Aziz Mahmud Hüdayi şiirleri Ruhsati şiirleri Ahmet Selçuk İlkan şiirleri Pir Sultan Abdal şiirleri Agah şiirleri Abdurrahim Karakoç şiirleri Karacaoğlan şiirleri
    Facebook Twitter Instagram
    • Anasayfa
    • İletişim
    © 2025 Şiirhane.
    Tüm hakları edebiyatın birbirinden kıymetli şairlerine aittir.

    Aradığınız şair veya şiirden birkaç kelime yazın.