Bazıları yatağında bir mermiyken ölüdür.
Kendini, akşamları unutma.
Ah, bir gülebilsen yıkanır ağzın
benim ömrüm seninle iki nefes arası
bırak, dağılsın çürüten uzaklıklar
bana bir deprem bağışla
saygılı ol yitirmek korkusuna.
Hiçbir silahı namlusundan öpme
belki yenilirsin, belki ayrılık haklı çıkar
teksin ve yalnızsın üstelik.
kimi nişanlasan kendini vurursun
Artık her kent senin uygunsuzluğunla başlar
çatlak bir yüzle ezberlersin yolları.
Necatigil’den kalma bir yazdı
kalın hüzünlü ve dibine kadar yorgun.
Bırak buluşmalar üşüsün,
çoğaldıkça insan kıran yasalar
her çocuk masalına çekilir. Sonra aşk
güzel kadınların gövdesinde bıçak yarası.
Anlattığın dünyaya bu çığlık nasıl sığar!
2005
Dize, Temmuz 2005