Geceden bir pencere, yılanlı duvar
muslukta kan sesi. İçimizde
ıssız ve ısıran uykular
Damla damla birikiyor ölüm
bir dilin yıkılışı gibi
dünyadan çıkıp gidiyor kuşlar.
Bir papatyanın unutuluşu
güneşe kapanıyor kapılar.
Sonra boğucu merak. Orada özlem
gelişen bir uzaklıkta tükenen deniz.
Öldürüyor düşlenen sevgililer.
Ağrı’nın ve ağrıyan yanlarımızın keskin öfkesi
köpürten özgürlük, çocukların ayçiçeği yüzü
uğruna ölünecek kadar sevilen hayat.
Paslı bir bıçakla tene çizilen yasa
bir kobranın kocaman ağzı
ölen ve öldüren hücre.
Çıplak bir mermere damlayan gökyüzü
aşkların masal kılıcı betona gömülen tarih.
Dize, Aralık 2000