Bir deniz bekliyorduk. Duvara çarpıp ölmesi gibi
özgürlüğüne uçan bir kuşun. Anlamın
düğüm olduğu zamanlar. Bütün yaraları
denedim. Ağzımda kan tadı. Saklanacak
o su kıyısı uzakta. Dağıldım
yaşlandığım yol için. Hangi çağa gittiysem
gülünçtü tarih baktıkça insanlara.
Acının yurdu aşklar, yağmurun kırdığı
görüntü, cinayetlerin karaladığı atlas.
Gelmeyişindi aslında beklediğim
derimin altındasın işte,
içindeki tuzaklar ezberimde
karnında büyüttüğün acı
çığlıktan daha ağır ama yankısız.
Kırıktı işaret, harfler uçucu
Dünyanın gördüğü kapkara düş
içimizde oluşan girdap
katranla naylon arasında pıhtılaşan insan
silinen bir bakıma
gövdesi kadar bir boşluk daha doğrusu.
Her kum tanesinin sakladığı çölde
korkaklığımın tek nedenisin sen.
Unutmadım, herkese bir akarsu borçluyum.
E, Kasım 2001