(bir acı şarkı düştü dudaklarıma
kelebeklerin kanatlarında dolaştığım gökyüzü
dindirmez oldu ağrısını gönlümün
neredeyim, nicedir burdayım, neden
tarlakuşu neden uçmaz şarkısını söylerken)
atalarımdan kaldı bana bu çehre
devlet kurup devlet yıkmış bir soydan
bu özgürlük tutkusu
bu kanatlı karınca coşkusu
yeni dünyalar aradım ben onlardan uzak
cebimde düşler ve ıtır kökleriyle koyuldum yola
nemli dudaklarda konakladım geceleri
yumruğumu bulutlara kaldırdım bulvarlarda
hırçın, inatçı ve çocuktum; umursamadım
serseri ardıç ve menekşeden gerisini
çılgınlıklardan el aldım geceleri
doldurdum avuçlarımı
uzattım
yandı avuçlarım, bir ışık yayıldı gövdeme
ve bir gece yarısı uyandığımda
pusulam yoktu yanıbaşımda
bir deniz feneri yanıp sönüyordu, ıssızdı yörem
cebimden
bir ıtır kokusu yayıldı doğaya
ölüm cininden Sisyphos’u
dolunaydan Endymion’u
ve Bobby Sands’den tarlakuşunu dinledim
cebimde
boy atmış bir ıtır vardı yalnızca
(ne dönmek isterim, ne kalmak bu yerde
ayrılıklara biçildi ömrüm, durağım yok
beni aramayın ben sandığınız bende
neredeyim, nicedir burdayım, neden
tarlakuşu neden uçmaz, şarkısını söylerken)