u z u n b i r m a s a l h a l i y l e ö l d ü m
s o n r a b ü t ü n m a s a l l a r d a ö l d ü m
on milyonlar olmadan çok önce bilmiştim
yel üfürür sel götürürdü boyumu toplayan anları
büyük zamandan kopan sayfalara yenilmiştim önce
on binlerle yürümüştüm hep bir doğuya sürüp katarları
kırık bir sevinçle incelerek, inleyerek
kollarımda büyüyenleri vermiştim… cansız kolları
ışığın sessiz kızlarıydı süt sağan akşama
kan ılığında dağılan martılar toplardı ölü kızları
şiddet çoğalırdı gülün döküldüğü toprağa
akan kan birleştirirmiş topallayan bütün aşkları
ben seçilmiştim; acıya büyüyen dağların çocuğu
anam, yarim sanırken böyle siyaset ettim kırları
“ev rengê biratî me nevê ger tımî wa bın”
ey yâren! ey komşu! ey kovuğu delik gizlerin asrı
kararsız duruşlara boğulurken kardeşin
eş tamlamalarla bozulur güzel bakışların kasrı
bir dilim var bugün, bir yurdum, bir tutkum
göklerin anası dur! durana kadar korurum onları
çünkü gidecek doğu kalmadı… doğu kalmadı
u z u n b i r m a s a l h a l i y l e ö l d ü y d ü m
d e ğ i ş t i r i r i m b i r g ü n b ü t ü n m a s a l l a r ı