diyor ki, buhurunu yitirmiş
tütsüyü kim, niye…?
sentetik çiçekler konvoyu
masumiyet şarkıları söyleyerek yürüyor
bir morgun soğuk sessizliğiyle bakışıyoruz
şişmiş cesetlerin moraran görüntüsüyle
öyleyse niçin şarkı söylemeli hâlâ
ölüler kadar sağırken kalabalıklar da
diyor ki, avını gözlemekten yorgun
avcılar dolaşıyor ormanda
mümkün mü koyup başını uyumak
bir ağacın omzuna
bak bunlar cezayir menekşesi
güneşe bakmanın gözleri
bak bunlar yediveren gülleri
kendi külünden yeşermenin bedeli
de ki, buğday tarlasından geçip giden rüzgâr annesi
unutturmaz şarkı söylemenin güzelliğini
bıçak yemiş dalı hüznüyle söylenir
avcının kanlı gömleği